İdam cezası gelsin mi gelmesin mi tartışılıyor birkaç gündür. Tartışmanın sebebi de malumunuz olduğu üzere 9 yaşındaki çocuğa tecavüz edip sonra da öldüren cani.
Şöyle bir araştırdım internetten, hangi ülkelerde idam cezası var diye. Bakınız neler varmış. 74 ülkede halen idam cezası uygulanıyormuş. Bunların başında da dünyanın ağababası Amerika geliyor. 25 ülke yasasında idam cezası bulunduğu halde son on yıldır bu cezayı uygulamıyormuş. Bu ülkelerden biri de Rusya.
Kimi ülkeler vatana ihanet suçu dışında idam uygulamazken Türkiye’nin de içinde bulunduğu 122 ülke idam cezasını kaldırmış.
Televizyonlarda tartışılıyor, tecavüzcüler idam mı edilsin, hadım mı edilsin diye. Bir siyasi parti idam cezasının bu insanlar için geri gelmesi isteğiyle imza kampanyası başlattı. Ben de yaşadığım şehirde gerçekleştirilen idam cezası getirilmesi için başlatılan imza kampanyasına imzamla destek verenlerdenim.
Balıkesir’de bir ayakkabıcı Yücel amca vardı. Bir zamanlar ev sahibimdi. Zaman zaman Yücel amcanın dükkanına gider, onunla sohbet ederdik. Bir gün böyle bir sohbetimizde son zamanlarda şehirde artan hırsızlık olaylarından konuşurken şunu söylemişti:
“Benim çocukluğumda Paşa Camisinin bahçesine sabah namazından önce darağacı kurulur, suçlular sabah namazından önce asılıp idam edilir, sabah namazından sonra da cesetler darağacından indirilirdi. Sonra cesetlerin darağacında kalma süresi uzadı, önce saat yediye kadar, sonra da saat dokuza kadar cesetler Paşa Camisinin avlusundaki darağaçlarında bekletilir oldu. Bir sabah arkadaşlarımla korka çekine bu cesetlere yaklaştık, boyunlarında yaftalar asılıydı, orada birini okudum. Diyordu ki: ‘Falan oğlu falandan doğma falanca. Falan yaşlı kadının evine bacadan girmek suretiyle yaşlı kadını öldürüp altınlarını çalmış, yakalanıp yargılanmış; idamına karar verilmiştir.’ O cesetleri orada gören suç işlemeye meyilli insanlar sonlarının böyle olacağını bilip, görüp hırsızlığa yeltenmiyorlardı. İdamlar caydırıcı güç oluyordu.”
Apo’nun idam edilmemesi şartıyla Amerika tarafından bize “teslim edilmesi”yle biz de idam cezasını kaldırdık. İyi mi yaptık? Hayır!..
Ben idam cezasının geri gelmesi ve uygulanmasından yanayım. Bunu insan haklarına aykırı görenlerin insan hakları anlayışına da bir anlam veremiyorum. Bir tecavüzcüyü, katili, caniyi insan yerine koyup onun hakkını savunanlar; onun tecavüz ettiği, katlettiği insanın, çocuğun hakkını neden görmezden geliyorlar?
Mağdur duruma düşen, katledilen insanın hakkını neden kimse savunmaz da caninin alacağı cezayı insan haklarına aykırı diye eleştirirler?
Ben, böyle bir insanın hapse atılmasından, beslenmesinden, yaşatılmasından yana değilim. Bu iğrenç suçu işleyen bana göre derhal asılmalı ve toplum vicdanı da rahatlatılmalıdır. Bu aynı zamanda bu tür suçları işlemeye meyilli olanlara da bir gözdağı olacak, caydırıcılık özelliği taşıyacaktır.
Medeniyeti, hümanistliği idam cezasını kaldırmakla sınırlı görmek yanlıştır. Medeni olmak idam cezasını kaldırmak değil, idam cezasını gerektirecek suçlar işlemeyen fertlere sahip bir toplum olabilmektir.
Medeniyetimizin bekası için idam cezası gereklidir.