Serbest Kürsü / Nesir

Eklenme Tarihi : 9.06.2009
Okunma Sayısı : 1377
Yorum Sayısı : 0
HER GECEYİ KADİR BİLMEK

M.NİHAT MALKOÇ


Ramazan ayının kıymetli oluşunun en önemli sebeplerinden birisi de içinde bin aydan daha hayırlı kabul edilen Kadir gecesinin bulunmasıdır. Onun içindir ki Müslümanlar Kadir gecesini bütün belirli zamanlardan daha üstün ve kıymetli tutmuşlardır. Fakat Rabbimiz Kadir gecesini ramazanın içinde gizlemiştir. Yani ramazanın kaçıncı gecesinin Kadir gecesi olduğu bilinmemektedir. Bunda sayısız hikmetler mevcuttur. Öncelikle bu geceyi ihya etmek isteyen kişiler ramazanın her gecesini kadir bilip ona göre her geceyi ibadetle ve taatle geçirecektir. Atalarımızın “Her geceyi Kadir, her geleni Hızır bil” sözü bu gerçeği teslim etmektedir. Biz Müslümanlar da bu hikmetli sözün gereğini yerine getirmek için ramazan gecelerinin içini manevi feyiz ve bereketle dolduracağız. Her geceyi Kadir gecesi farz edeceğiz.

Kadir gecesi her ne kadar ramazan ayının içinde gizlenmişse de bu gecenin ramazanın son on gününde aranması tavsiye edilmiştir. Bütün bunlara rağmen ülkemizde Kadir gecesi ramazanın yirmi altısını yirmi yedisine bağlayan gece olarak kabul edilir. Bu, dini çevrelerde yaygın bir kanaattir. Ramazanın son günleri yaklaştığında Kadir gecesinin heyecanı bütün hücrelerimizi sarar. Manevi açıdan Kadir gecesine hazırlanırız. Bu gecenin feyiz ve bereketinden azami derecede istifade etmek için planlamalar yaparız. O geceyi ibadetlere ayırırız. Huzur ve huşu içerisinde kendimizi o kutlu vakte odaklandırırız.

Bazı zamanlar halk ve Hak katında muteberdir... Kadir gecesi de bu müstesna zaman dilimlerinin başında gelmektedir. Hadis kaynaklarında Allah Resulü’nün Medine’ye hicretten sonra her yıl ramazanın son on gününde itikâfa çekildiği ve hanımlarını da buna teşvik ettiği mevzuunda bilgiler yer almaktadır. “İtikâf” sözlükte bir şeye devam etmek, insanın kendisini bir yerde alıkoyması, bir yere kapanıp ibadetle meşgul olması anlamındadır. Dinimizdeki anlamı ise bir mescitte Allah’ın rızasını kazanmak için belli âdâb içerisinde bir müddet kalmaktır. İtikâfa girene ‘mu’tekif’ veya ‘âkif’ denir. Hz. Ayşe anamız Resulullah’ın ramazanın son günlerinde nasıl davrandığını şöyle rivayet etmiştir: “Ramazan’ın son on günü girince, Resulullah geceleri ibadetle geçirirdi. Ailesini de ibadet etmeleri için uyandırırdı. İbadet için diğer zamanlardan daha fazla gayret gösterirdi.”

Ashab-ı Kiram’dan Ebu Saîd (ra) anlatıyor: “Biz Hz. Peygamber (sav)’le birlikte ramazanın orta on gününde itikâfa girdik, yirminci günün sabahı olunca eşyalarımızı (evlerimize) taşıdık. Resulullah Efendimiz bir hutbe irad etti ve sonra şunu söyledi: “İtikâfa girmiş olanlar, itikâf mahallerine dönsünler. Zira bu gece bana Kadir Gecesi’nin hangi gece olduğu gösterilmişti, sonra unutturuldu. Siz, son onda ve tek gecelerde arayın. Ayrıca bu gece kendimi su ve çamur içinde secde eder gördüm.” Resulullah (sav) itikâf mahaline dönünce, o günün sonuna doğru hava bozdu. Mescit o sıralarda (üzeri dallarla örtülmüş) çardak şeklindeydi. Hz. Peygamber’in burnu ve burun yumuşağı üzerinde su ve çamur bulaşığını gördüm. Bu gece 21. gece idi.” (Buhârî, Fadlu Leyle-i-Kadr )

Daha evvel de belirttiğimiz gibi ayların sultanı olan ramazana kadir kıymet kazandıran, Kur’ân’dır. Rivayetlere göre Kur’an bu ayda bir bütün olarak dünya semasına inmiştir. Daha sonra yine ramazan ayı içerisinde parça parça Resulullah’a gönderilmeye başlanmıştır. Bir kısım ayetler belli olaylara cevap olarak gelmiştir. Bu mübarek ayetler zor zamanlarda muhataplara cevap olsun diye Resul-i Ekrem’imizin imdadına yetişmiştir.

Kadir gecesine erişen Müslüman bu mübarek geceyi büyük bir bahtiyarlık ve kazanç olarak addetmelidir. Geceden sehere kadar ibadet ve dua etmeliyiz. Bu gecede özellikle inanarak ve samimiyetle yapılan dualar asla geri çevrilmez. Bu dualarla Allah arasında perde yoktur. Nefeslerimiz direkt Allah’a ulaşır. Her Müslüman dilinin döndüğünce bu vakitler içerisinde ümmetin saadeti ve barışı için dua edip yalvarmalıdır. Bu hususta nasıl dua edeceğimize dair Hz. Ayşe anamızın şu sözlerini dikkatinize sunuyorum:

“Dedim ki, ‘Ya Resulullah, Kadir Gecesine rastlarsam nasıl dua edeyim?’
Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam “Allahümme inneke afüvvün tuhibbü’l-afve fa’fu annî (Allah’ım, Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affeyle) dersin’ buyurdu”

Malumdur ki dünya denen bu mezrada çok sınırlı bir zaman kalacağız. Sonra asıl yurdumuz olan ebedi âleme göç edip gideceğiz. Orada büyük bir hesaba çekileceğiz. Herkes yaptığının karşılığını görecek. Kimse Allah’tan başka arka bulamayacaktır orada. Eğer burada alnımızın ak, başımızın dik olmasını istiyorsak dünyadaki manevi fırsatları kaza etmeyelim. Çünkü fırsatlar her zaman kapımızı çalmaz; çalsa da biz evde olmayız. Ne olur manevi hayatımızın tanzimi için her geceyi Kadir, her geleni Hızır bilelim. Bütün Müslümanların Kadir gecesini en samimi duygularımla kutluyor, düşman çizmeleri altında inim inim inleyen Müslüman kardeşlerimizin kurtuluşuna vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.






( Her Geceyi Kadir Bilmek başlıklı yazı M.Nihat Malkoç tarafından 9.06.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu