Ne zaman
hüzünle toprağa baksam
Gerçeğe
döndürür, ufalar beni
Ne zaman
hazanda yaprağa baksam
Maziye
götürür, yaralar beni..
Bir çoban
kuzuya, taş atıyorsa
Bir avcı
ahdedip baş koyuyorsa
Bir yaralı
ceylan, yaş döküyorsa
Yaydan çıkan
her ok yaralar beni..
Arayıp bir
parça nimet bulunca
Terleyip
minnetle ibret karınca
Bin bir
zahmet ile yola çıkınca
Onu ezen
ayak yaralar beni..
Doğumda
analar çekerken sancı
Yürünen
adımı sayarken yolcu
Yer verilmez
ise diye yabancı
Yatılmayan
yatak yaralar beni..
Beslenmeye
muhtaç bekleyen bebek
Öğrenmeye
koşan gösteren emek
Yenilmeye
gelen, dökülen yemek
Olur keskin
bıçak, yaralar beni..
Yandıkça
yanacak, ışık gönlümde
Andıkça
anacak, ahir ömrümde
Yasin
okuyacak yıldönümünde
Yok ise bir
evlat yaralar beni..
Bu gönül
yazacak olsa da suçu
Beyaz mıydı
söyle ananın saçı
İpsiz sapsız
gezen biri, bir kaçı
Ata bilmez
uşak yaralar beni..
Hayatı
anlamak, hayatı yazmak
Zengince
yaşamak, fakire kızmak
Bululunca
şaşırıp, sebepsiz azmak
Gelinen son
durak yaralar beni..
Üretim
yapmadan, tüketip durmak
Doğruya
tapmadan, yanlışa sapmak
Hiçbir
gayret yokken sahibi olmak
Toprakta yer
kapmak yaralar beni..
İhanetler
edip önce yurduna
Melanet sarf
edip yalanlarına
Tümüyle
ibretlik nutuklarına
Şaşkınlıkla
bakmak yaralar beni..
Basmalı
yaraya gereken tuzu
Herkesin
evladı kınalı kuzu
Düğünde
bayramda çalarken sazı
Her bir
öksüz yürek yaralar beni..
Yeşile
dönerken, bayırlar dağlar
Menekşeler
güler, sümbüller ağlar
Memleket
uğruna coşmuşsa çaylar
Islanan her
yanak yaralar beni..
Akdeniz
mavisi, inci Ege’si
Hırçın
Karadeniz iri dalgası
Nokta nokta
yurdun her bir bölgesi
Sokulan bir
nifak yaralar beni..
Vatanım
diyorken, Türkmen’i Türkü
Et tırnak
değil mi, Çerkez’i Kürdü
Beraber
sırtlanmış taşırken yükü
Satılmış her
ahmak yaralar beni..
Necati
ŞİMŞEK
Ankara