gökyüzüne bakarken, geçmese mevsimler
bildiği gibi kalsa komşu bahçedeki güller...
sesim değse kulağına derin ve sessiz bir akşamın boşluğunda
adım düşse diline, gülümsese...//
bilsen şimdi
vurup vurup giderken ince bir sızı yüreği
silmediğin göz yaşlarımın vebalin olduğunu...
hep orada durdu saat, idama beş kala
boşluktu, çok giden yola çıkmıştı senin gibi
taşıyamadığından gözüpek ölümleri...
// ah sevgili! donuyor bakışlarımız
ait olmadığımızı bildiğimiz topraklar üstünde...//
bulut bulut üstüne koyup
yordun göz kapaklarımı
yarın kar var deseler inanacağım içimin ayazından
tıpkı akşamın bu vaktinde kıyılarda ölmüşlüğümü anladığında
ellerimden tutmak isteyeceğini bildiğim gibi...
yok, tanıklığa gerek yok
illa bir anı yaşayacak diye insanların göz bebeklerinde
sussam, isterse yarım kalsın bu şiir, sussam...
isterse Ay büyüyüp içimde, rüzgarım vursa saçlarına
yine de sussam ben
özümde senli bir ateşin közü olduktan sonra...