Yerden kaldırma zamanı gelmedi mi hala?
Ruhunu ve mabedini yerden kaldırma,
Ayaklar altında kalmasın diye belki,
Belki artık yalnızca senin için,
Zamanı gelmedi mi?
Yaşadıkların, yaşayamadıkların,
Hayallerin, hayal kırıklıkların,
Acıların, sevinçlerin,
Her şeyin toplamı,
Hiçbir şeyin çaresizliği,
Yani tüm bunlar,
Yani sen,
Kendini yerden kaldırmak için,
Neyi beklemektesin?
Sonbahar hüzünlerinden,
İlkbahar nağmelerinden,
Sevdiklerinden, sevmediklerinden,
Bir ömür nefret ettiklerinden,
Kendinden
Ve illaki kendinden
Bahsetmekten usanmadın mı?
Kendine acımaktan bıkmadın mı?
Ne kadar daha yere çalacaksın benliğini,
Ve ne kadar daha ayaklar altında ezilecek zihnin?
Kendine geleceğin o kutlu günü,
Beklemekten sıkılmadın mı?
Kendine geleceğin o kutlu günü,
Kendinden başka kim verebilir sana?
Aptallığından hiçbir şey kaybetmedin mi hala?
Senin değil miydi yaşamadığın yıllar,
Senin değil miydi o mutlu çocukluk
Ve senin değil miydi büyük adam hayalleri?
Aynı yerdesin oysa sen seneler sonra da olsa,
Aynı mevkide bekliyorsun hayatı,
Aynı istasyonda kaldın yıllarca,
Önünden geçen yüzlerce tren varken,
Yüzlerce tren yüzlerce yere giderken,
Seçemedin birisini,
Seçmenin hayaliyle yaşadın.
Uyanmalısın bu tatlı uykudan,
Sağlam adımlarla ilerlemesin bu istasyondan.
Sence de artık zamanı gelmedi mi?
Sağın solun arkan önün tutulmuş,
Talihsiz bir kuşatılma hali artık yaşadığın.
Bu ilk istasyondu senin için,
Bu son istasyon olacak senin için.
Yerdekini kaldır artık,
Kaldır ruhunu hak ettiği yere
Ve artık düşünme.
Ardına bakmadan yürümeyi öğrenmekten vazgeç,
Ardına bakmadan yürü!