I. İstanbul

 

müjdeli bir şehirsin sen oysa

ey ki ey eskitilmiş tanrıça

sakın yosmalığından utanma

kaldırımlarına sinen pişmanlıklarından da

 

haki renkli peçeni

çekme edalı yüzüne

kader böyle takdir etmiş çileni

ben anlamaktayım

dünyanın bilediği bu tozdan gözlerimle

göremesem de seni

her birimiz bir parça sana benzeriz

 

kim bilir kaç dem geçti lalelerin solalı

yalılarında etek hışırtıları kalmayalı

avizelerin sokak lambalarıyla

giriştikleri harbe çoktan vedalı

insanların yorgun

gürültüler ve şenlikler içinde

pek bir sakinsin

 

yedi tepenin yedisinde de

ne yedilere yer var artık kırklara ne de

inanmasan bile gölgelerle bezenmiş masalıma

köprülerinin birinden ben de geçtim aslında

 

kız kulesinde bakireliğin mahpus

yere batanda masumluğun sakit

sen de o güzel başını al

öyleyse başka iklimlere git

 

ak pak minarelerin yere

sitemkâr mıhlanmış birer birer

avuçlarını mütevekkil göğe açmışlar

ve ayaklar koşsa da kubbelerinin serinliğine

bir şeyler var ki benzemiyor eskilere

 

üç çifte kayıklar

hayaletin olmuşlar

kürekleri lacivert sularında gaip

vefasız değiller yine de

giriyorlar hâlâ birilerinin

toz pembe düşlerine

 

devirler devrildi dayanamayıp

daha fazla lodoslarına

burdan imbatlar da yetişememiş

      ne hazin değil mi imdatlarına

 

II. Ben

 

ay ışığının suları tutmasına eş
 çektiğim ahlar esaretimin elini tutsun

bir İstanbul düşü gördüm
rüya değildi aslında bildim

martıların kirli kanatları vardı
kirli sularda kanatlarını
martılar ümitsizce yıkıyorlardı
 
gemiler yanaşmışlardı tereddütlerimin
öğle vaktine
oysa mecalim yoktu benim ikindiyi
bu sahilde seyretmeye
 
gözlerimi kapattım zaman zaman
görmemek için kaçınılmaz gerçeği
gerçek ki uykuya hasret bir rüyadan
daha beterdi
 
hava ayaza kesmişti
adımlarım taşların griliğine küsmüştü
elimden tutmasaydı seneler
düşecektim
korkularım saçılacaktı
dört köşesine âlemin
anladım ki o saat
yâr olmaz bana nefesin yoksa eğer
ne zaman ne de zemin
 
anlaşılmaz oluyor dudaklarımdan dökülen
içimdeki kedere ilgisiz sözler
başım dumanlı benim
gökyüzü nedense hep sisli
 
 üşümedim kıyısında maviliğinin
üşüsem belki beni hiç terk etmeyecektin
ardına bile bakmadan
kuytuluğuna kimsesizliğimin
 
çektiğim ahlar tutsun esaretimin elini
ay ışığının suları unutulmamak hevesiyle
tutması gibi

 

 

 

 

III. Şair

 

sisli Boğaz günlerini

hançerleyen zihnine zahmet

bir İstanbul şiiri yazmalısın

kadimlerden daha da kadim

şairlere rahmet

içinde geçmiş zamanların

serencamı olmalı

şimdiki mevsimlerin

kendinden geçmişliği

 

sen hep orada kal

ben bu bahar da buradayım

Pasaport’a nakşolmuş yazların

alaca karanlığındayım

 

alıp ucunu kor ettiğin

 kalemini yad eline

sivriltmelisin mendilimin

eflatunî işlemesiyle

 

çekimser değilsin

benim gibi ve beceriksiz

sana yaraşır âşık olmak bu beldeye

sen de feda et bir yerleri

onun her biri altından yaratılmış sengine

bütün imgeler ve istiareler

konuşmanı beklemede

 

bir daha düşünü görmeyeceğim

sana söz bir kirli şehrin

martılarına kanatlarını

yıkatmayacağım bulanık sularda

ne ikindileri ne de öğle vakitleri

uykularımı sorgulamasınlar söyle

kaçırmasınlar üstelik

adlarını anmayacağım ben de

 

tasvirine dilim dönmüyor

havsalamdaki melal

resimlerinde dinmiyor

öyleyse sen anlat bu defa benim yerime

akıbetimden haber veren dizelerinle

 

dizelerin ki

bilmem kaç kere kanıma girdi

ciğerlerimde kendisi olamayan bir türkü:

“yine gam yükünün tüccarı geldi”

( Bir İstanbul Üçlemesi başlıklı yazı HaticeEğilmez tarafından 1.06.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu