Bektaşilik ,alkolizmle bir tutulmuş ve anadolu nun TÜRKLEŞMESİNDE  gönül erenlerinin ilk önce gönülleri fethettiği,sağlanan lojistik destekle KILIÇ  fethinin kolaylaştığı ve KALITSAL HALE  gelerek sonsuzluğa kadar anadolu nun TÜRK YURDU oldugu unutulmuş veya solcu yazarlarla bu millete unutturulmuştur.
                Sözgelimi ÇETİN ALTAN  okuyanlar köşe yazılarından bilirler. hemen yazılarının arasına alkolik bir bektaşi fıkrasını koyar ondan sonrada enseyi karartma diye okuyucuya telkinde bulunur.
                Anadolu da bir kısım yazarlarda Bektaşilikle,aleviliği birbirinden ayrı tutarlar. Bir çok yazılarda,Yavuz sünni temsilcisi gibi kabul edililrken babasının Bektaşi bir sufi olduğu Osmanlıyı kuran karakeiçili Aşiretinin Türkmen olduğu Türkmenlerin ilk iman eden Türkler olarak Horasan ERENLERİ olduğu ve Emin insan Türkler olarak görüldüğü Hz Muhammed tarafından da işaret edildiği için Hz Hüseyinin Horasan a giderken Yezid tarafından şehid edilmesi ,yezid in tüm anadoluda küfür gibi görülerek içten içe aleviliğin zaten hürmet gördüğü gözardı edilmektedir. 
               Sünni Uzun Hasan ın yıkılınca şafii Veziri şeyh Bitlisi ,Yavuz un yanında yer almış ve şah ismail i, Beyazıt zamanında Kütahya da yenilgiye ugrayan Osmanlı paşasının Şahkulu,şeyh hasan ın oğlu nun savaşı ile gerekçelendirerek BÜYÜK TEHLİKE göstertmiş ve YAVUZ u Şaha karşı sefere çıkartmıştır. Oysa şah ismail in annesi Begüm un babası uzun HASAN  olup sünnidir.
                Zaten Yavuz,babasından metazoru egemenliği aldığı için bektaşi aleviler  önyargılı idi ve etrafıda önyargılılarla dolu idi.Kaldı ki alevi algılamasında değil devlet reisine, baba olarak aile reisine karşı başkaldırı düşünülemez. Var olan tek şey babaya saygıdır.Bu durum Yavuz un üzerindeki ilahiyatcıların nufuzuna karine  teşkil eder.
                Şaha karşı savaşa giderken Bektaşi yeniçeriler, yollarda huzursuzluk çıkarmış savaşmak istememiş.Yavuza kadar bu huzursuzluklar yansıyınca ''siz kadınlar gibi kalın ben gerekirse tek başına savaşırım'' diyerek askeri galeyean geti,rterek Muş Ovasına kadar getirmiştir.
               Şah şayet geri çekilip kış şartlarını Yavuza yaşatsa idi .Savaş olmayacak ve Yavuz , 1 yılı aşacak süre ile metazoru egemenlik aldığı başkenten, uzak kalamayacak ve geri dönmek zorunda kalacaktı.
               Şah savaşmayacaktı. Sol koluna bakan, generalin yönlendirmesi,'' osmanlı nın topu tüfeği varsa bizimde kılıçlarımız var ''diyrek şahı yanıltması ve şahın kaçkın pozuna girmek istememesi  ile stratejik davranışı öteletmiş ve İstanbul un fethini sağlayan uzun toplarla, şahın ordusu,tarumar edilmiştir.
                Bu sebeple Aleviliği , salt Safevi devletine baglayamayız. Aykırı bir inanç gibi gösteremeyiz. SAlt bir kültürhareketi gibi algılayamayız. Algılarsak aslımızı ve tarihimizi inkar ederiz. Şimdiki alevi inançlı kardeşlerimize küfür etmiş oluruz.
               Anadolunun ve tüm rumelinin Türkleşmesini Osmanlının kılıçı ile fethettiği gibi bir sonuç çıkarır ki bu imkansıızdır. İstanbul fethedilirken bile bir kısım papazlar Silivri Sur kapılarını osmanlıya gizlice acmışlardır. O zaman bu gönüller nasıl fethedildi de elin papazı kapıları bile açarak istanbulun düşmesini kolaylaştırdılar. Diye sormak gerekir. 
               Kaldı ki Şah ismail in annesi begüm Sultan Uzun hasan ın kızı ve sünni dir. Bu durumda ALEVİLİK aslında Türk insannın islamiyete verdiği yorumdur.
              İslami unsurları, kabul etmeyen,  ateizmi savunup,sonrada alevilik motiflerini kullanarak, mezhepçilik yapanları bu söylediklerimden ayri tutuyorum. Onlar aslında alevi olmadıkları gibi ideolojik mezhepçilik yapmaktadırlar. Oysa ideolojik mezhepçiliğin olmayacağı hem insai irade hem ilahi iradeyi yek vucut yapmak demek olduğu ve bununda mantık kuralları ile bagdaşmayacağı açıktır.
                Hacı bektaş velide alevi dir. Bir eren dir. 5 vakit namazını kılıyordu Elini vurduğu yerden pınar çıkıyordu.
                18 Yüzyıldan itibaren ,hırıstiyanların misyonerlik faaliyetleri ,yavuz un Mısır dan getirip gökyüzünde keşfedilecek yıldız kalmamıştır diyerek rasathaneyi yıkan 1000 e yakın arap din adamının islamın Türkçe yorumlanış şekli olan Aleviliğin içine nifak tohumları sokarak Türk insanının, Türk İnsanına düşmanlığını sağlamıştır.
                 Hoşgörü bu milletin ortak paydası olarak tarihi bir gerçeğidir.Hoşgörü din kurallarlarının en radikal şekilde uygulandığı dönemlerde dahi bu ülkenin insanları Ömer HAYYAM ,İbn-i sina rasyonalizmini kabullenmişlerdir.
                  Bu yüzyılda bile anadolu da birçok köyde, kadınların çenesinde islami olmayan,cene- parmak eklem yerlerinde dövmeleri olmuş,bagnaz bile olsa kocaları ve din adamları ses cıkarmamıştır.
                  Alevilikle ilgili yorum yapıp, kitap yazanlara, ilk önce ATEİSTMİSİN değilmisin diye sormak lazım çünkü tanrı tanımazlık olan ATEİZM dini motif taşıyan ALEVİLİK le bagdaşmaz. BunlaRIN YAZDIKLARINA İTİBAR ETMEK TÜM TÜRK TARİHİNİ İNKAR ETMEK ANLAMINA GELİR.
                Yunus EMRE ye bak mealen ''sen bin defa hacca git, bir kalbi kırdıysan neye yarar diyor''Şimdi Yunus EMRE yi günümüz aşıklarının sazlarından dökülen cümlelerle değerlendirdiğinizde ALEVİ değildir diyebilirmiyiz ? Şah ismail den 300 yıl önce yaşamış..
                 Şah ismail ,Yavuz a karşı kaybedince,'' taşıma suyla değirmen dönmez'' diyor. Tekeli den rumeliden,Şeyh Bitlisinin zulmu ile doğu ve güney doğudan akın akın gelen Türkmenler için bunu söylüyor.
                  Bugün doğu ve güney doğu zulumle,kürtleşen Türkmenlerin varlığını kimse inkar edemez. İran islam cumhuriyetin de 35 milyon Türkmen yaşıyor İngiiz oyunları ile 1926 ya kadar hep türkler yönetmiştir İran ı.Kasr-ı şirin anlaşması bu sebeple hiç bozulmamıştır.
                  Oradaki Türkmenler,17. yüzyıldan itibaren dünyanın tehlikesi haline gelen Rusların genişlemesini durdurmuş tur .Bu önemli olmasa idi Rusya nın Afganistan da ne işi olurdu ? Dinler tarihi biraz karmaşık mezhepçilik yapmak yapanları övmek de değil amacımız ..Doğru tanımları,doğru tamlamaları doğru insnaların yapması DOĞRU BİLGİ ye ulaşmamızı sağlayacaktır.
                  DOĞUNUN ÇÖZÜMÜ ,KALPLERİN FETHİNDE YATMAKTADIR.Kalp fethini yapamazsak hepimiz bir GÖNÜL ERENİ  olamazsak doğuyu ve doğıluları aşağı görürsek ,problem sürgit çözümsüz olarak kalır.
( Kürdüli başlıklı yazı HALİLİ tarafından 8.06.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu