Mevsimin hazanına uğradığım kısa zaman aralığında; esen deli bir rüzgara kapıldım.Pişman değilim zamansız bir tadla gizli bahçeme kimsenin girmesine izin vermezken sana yenilmişliğime. Kaç asırdır seni beklemişliğim maviye hasretimden miydi?Martı sesiydi , bazen de açık denizlere yelken açmaktı fütursuzca…
Mabedime gelen misafiri ağırlarken yanan yüreğin ateşi kıyılarına ulaştı kısacık bir an benimsin dediğimde kaybetmişliğimdi oysa yada bir hayaldin sen masmavi…
Kanat çırpışlarım boşuna olduğunu bile bile sevdama sahip çıktım yarım yamalak cümlelerim girdabında nefes almaya çalışırken ,yanan yüreğin küllerini savruldu bir sağa bir sola sürüklenirken tutsağıydım aşkın.solgun düşlerime giren prensimdin sen .
Kırılgan ,hüzün dolu satırlarla şiirler savururken sana bir çerçinin tezgahında ki kumaş kadar değer vermedin .Her sabah kimliksiz satırlara sığınacak limanımdın ,her akşamsa yüreğimde şakıyan kanaryanın sessizliğiydin.
İçimdeki deniz , sana çıkan yollara serptiğim senfoni, gönlüme düşen cemreydin belki de…
Terk edilmiş kentimin son dumanı tüterken can havliyle kalıntılarını toplamaya çalıştım son defa .
Olmadı yenilmiştim kanımca.kimbilir kaçıncı sigaramı söndürdüm. Payıma düşen karanlık gece de bile hayalin canlanırdı gözpınarlarımdan savrulurken sonbahar.
Sana susamışlığım dı bitmeyecek taze kalacak kalsın.Terk etmişliğin sen şiddetinde olan depremlerden güçlü olsa bile . Her defasında gidip gelen artçı şoklar yıkmadı aksine olgunlaştırdı yüreğimi öyleki dimdik durabiliyorum. Etrafında dönen pervaneler bilmezler ki ömürleri kelebeğin ömrü kadar kısa …
''Kızgınlığım ,kırgınlığım bu defa rehin almayacak bilesin.Kelime dağarcığım yetmez yüreğimdeki ummanı anlatmaya ''.
Her kanadığında dudaklarım, avucumda sakladığım gülüşün gelirya karşıma işte o bırakmaz beni…
Yürek atışlarımla hayalini saklarken dudaklarımdaysa ağlayan şiirim son noktayı koyar .
Masal bitti…
Bazen de dudakların söylemediğini gözler tamamlar…