Yalnızlığın karantinasında
Gözlerini kamçılarken kirpiklerim
Efsunlu esinlerin en kör yanında arıyorum gölgeni
Karanlığa belenmiş
Gayri meşru çocuklar gibi piç damgalı şiirlerin
Yetimhane kaçkını mısralarında…
Ben sen olmalıydım
Özlemek bu kadar yakışır mıydı tebessümüne
Hala ilk günkü kadar yakınım
Temasından sen akan resimlere
Hala sayfalar onarıyor
Talihimin yıkıntılarında unutulmuş hüznümü…
İsa’nın sabrını dilemeliyim
Bir martı kanadına yığılmışken kahrım
Uçsuz bucaksız bir deniz mi taşır bu bedeni
Bir çarmıhlık ömrüm kala…
İçimde ardından rahmet okuduğum
O melun üç harften kalan izler
Topuklarımda sana duyarlı mıknatıs yorgunluğu
Yollarını gözler…
Kimsenin yardım edemeyeceği bir yerdeyim
Duvar diplerine paslı çivilerle yazılmış
Utanmadan sevilmeyi bekleyen kırık bir dizeyim şimdi
Dudaklarından dökülürken son nağme…
~ Nazlıcan~