En kötü acı ne biliyor musun? En kötü acı senin bana vermiş olduğun “yalnızlık” oluyor. Sen olmuyorsun ya bazen boğazım da sensizlik öyle bir düğümleniyor ki; nefes alamaz hale geliyorum, kalbim derinden derinden sıkışıyor olduğum yerde, yere bir güzel yığılıp kalacakmışım gibi geliyor ve sanki orada kalıverecekmişim gibi…

           Oysa ki sen şu gönül girdabıma girmeden önce yalnızdı şu kalbim anlayacağın her gidenin arkasından her bir sevgilinin şu kalbe bıraktığı tortuyu taşımasını bilmişti. Ama ilk defa sen beni böyle çıkılmaz bir yola, çaresizlik çukurunun içine bırakıveriyorsun beni. Bir tek senin yalnızlığınla ölüme götürüyorsun beni. Belki, ama diyeceğim yine “elini uzatsa bana” diyeceğim işte o zaman her şey değişiyor. Yokluğun kalbim de bir acı tattırdı ki senin izlerini benden silmeye çalışıyor. Yüreğimde ki derin acı, yüzümde ki o hüzünlü bakışlar yavaş yavaş kayboluyor. Kalbim her yöne yeni bir nehir gibi akmaya başlıyor ya işte o zaman hiç bitmeyecek olan bir eğlencenin tam orta yerin de buluyorum kendimi. Senden başka hiç bir şey bana senin vermiş olduğun mutluluğu, hazzı veremiyor.           

           Seni gördüğümde titremeye başlıyorum. İşte o zaman ellerim ayaklarım birbirine dolaşıyor, ne yapacağımı bilemiyorum. Bir yaprak misali dalımın ucun da bir rüzgâr esermişçesine deli gibi sallanmaya başlıyorum. Sen aklıma geldiğin de saklayamıyorum gülüşlerimi. O duygunu bana vermiş olduğu hazzı iliklerime kadar yaşıyorum; lime lime bütün hücrelerime yayılıyor. “işte bu” diyorum… “işte yaşamak bu”…

            Ama gerçekten de öyle… sen yanımdayken hiçbir şeyden korkmuyorum, cesaretimi toplayıp üstlerine yürüyorum. En büyük enerji kaynağım oluyorsun benim. Bazen öyle bir yetersiz kalıyorum ki bu aşkı en derinden anlatacak tek kelime dahi bulamıyorum. Bir çocuk gibi yaptığım her yaramazlıkta sende oluyorsun yanım da, gittiğim her yerde, yaptığım her işte. Sende her zaman benimle oluyorsun.

             Ama yine de ne olursa olsun benim seni sana şikâyet etmekten başka hiçbir şansım yok. Hani arada bir gidiyordun ya; işte o gidişlerin beni deli edip felce dönüştürüyor. Yapma, bunu bana yapma lütfen, böyle seviyorum ya seni ben, sessizce gidişinin yokluğuna böyle alışmak kolay olmuyor. Sen yanımda varken saatler hiç durmadan tıkır tıkır devam ediyor. Ama sen yokken ise zaman öyle bir duruyor ki, işte o zaman ne geceler geçiyor, ne de gündüzler gelmek biliyor… Ne yediğim yemeğim tadı var ne de dinlediğim müzikte seni hissedebiliyorum. Benim sitemim kendime aslın da. Yokluğunun bu kadar alışılmaz olduğunu kimseye söylemeseydim, saklasam kime, ne faydası olacaktı ki? Sana bunu nasıl anlatabilirdim ki?

            İçimden sana gitme deyişim geliyor. Tek başına beni bu aşk girdabıyla bırakma diyorum. Seni her daim yaşamak ve yaşatmak istiyorum. Yalnızlığın adı sen olmayacak ve beni senden başka kimse kandıramayacak…

....SÜMEYRA YILDIRIM...

...BALIKESİR...

( Yalnızlığın Adı Sen başlıklı yazı Sümeyra Yıldır tarafından 1.08.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu