Bekar Hocası
Gozirolu, Avilden, Topal Melit, Top Amat gibi
bazı emmiler
bize;
“-sen kimin o(ğ)lusun”
“-benim olum olcan mı?” ları geçer
“-benim kızım ol”
“-benim o(ğ)lana alıvırayın seni”
“-va(h)! gadınım[1] ben seni gız sandıydım” derler
güya severler
ilgi gösterirlerdi
kendimizi ispatlama hırsıyla başlayan,
ve ısrarlar üstüne
şeyimizi göstermeye varan
benlik
kendine gelme,
mükellef olma,
hatda erkeklik mücadelemiz,
ilk mektepten önce oğlak,
okulla birlikte öküz çobanlığımızda şekillenirdi
“kime var(a)can”
..
omuz silkerdik
“haa sen o(ğ)lan mıydın
bilemedim gadınım” (gadın=güzel)
…
“kimi al(a)can”
ardından tafsilatlar başlardı,
ki sayelerinde
istikbal kaygımız gerilerde kalırdı
eli çabuk tutmalı,
önerileni kaçırmamalıydı
….
“falanca zengin”
“filan yerde kaş dölüm tarlası var, bahçası var”
“hu gadar geçi,
hu gadar goyun”
“Arpalıkdakı tarlaya sana bi ev yapıvırılar”
…
“dah! de imanıımm”la
düşlerimiz keyfe gelirdi,
özgüvenimiz şahlanırdı
“-yoğ ülen ben onu alman,
onun o(ğ)lan gardaşı çok deyosan
falanın gızını al
“çöpsüz üzüm”
gayınnan elleriynen besler seni
ballı çomacınan
len hu fakıt derde derman uçu desen
kimde bal var
kimin cevizi var..
kimin narı
hemi goyun sürüsü
hemi ovada bahça
hemi gatırları inekleri..
işleri çoğ olsa daaa
iş yormaz, eş yorar vallaha
senin gibi
deliğannı guvatlı adamı
evelallah sen verisin hakkını
gözünü bi tefa morarttın mı
analarımız gelir aklımıza
içimiz acırdı”
“-garı yorar, e(h)tiyarladır adamı
hele bi de fakır gızı alısan var yaaa
gari açar çenesini
“bal yapmaz arı” ğibi
“dındın da dındın”
vallaha çenesi yorar fakir garının
atdırı adamın depesinin tasını
keser işdahını
uzak yere getme, işde başımda biri
gaçırdı a(ğ)zımın dadını
fakır adamın fakır gızı
öldürü herifini anasını satayın ta
bak benim gızımı alma
anasının etdiği gibi
şişiri(r) başını”
es geçerdik bazı evleri
geriye bir iki ev kalırdı
“-sen zengin gızı al as(l)danım
zengin gısmının,
neye dersen.. deyon mu.
ne gam ne keder
dutdukları yeni(r),
dikdikleri keyili(r),
gözleri güneşdir
camları genişdir,
evleri güneşe bakar
gışın üşümezler zobaları yanar..”
gözümüzde bütün bir köy manzarası
emme Allahın fakiri..
aslan olsa neydiviri
işdehe boban, ıhıcık ben, yaz-gış dağ daş
iş güş, elde yok avışda yok
elimiz hamır garnımız a(ç)ş
ille bişiy damardam, bunardan gelecek
“mermer daşdan, varlığı başdan”
varlık olmayınça dirlik olmayoru vesselam
varlık keyfe keder
…
yoklukda baca çekmez ev tüter
sen gördün mü pacası çekmeyen zengini
bi evin pacası çekmeyosa
bil ki fakirin fakiri
de dirliği vardır ne de yönet düzeni
sen zengin gızı al asdanım
hele bi de hak vaki oldu daa
gayın boban ölüvüdü müü.. gayıı
işdee yaşadın getdiğin iresmi..
tarlası, takgası, yağı, balı..
yeyim yeycek çakılı galı
fakirin Allah belasını vermiş
yetirecen deyye gıvranı duru
emme; zengin “yağınan yarık yediri”
bencileyin kelik deği çarık keydiri
ağzımıza tad gelirdi
falanın gızı da var emme
onnarın o(ğ)lannarı da var,
gerçi …
sen onnarı döğer ellerinden alı(r)sın tarlaları
“höt” deyvisen, evelallah