Hiçbir Dağ Geçilmez Değildir.

 Değerli Kızım;

 

           Uzun soluklu bir yola çıkmadan önce, yolunun üzerindeki engelleri kaldırmaya çalış. Beynin; yeni bir fikri kabullenmeyi veya daha önce yanlışta olsa kabul ettiğin bir fikri değiştirmeye kalktığında, birçok engellerle karşılaşacaksın. Etrafındaki insanlar veya en yakın akraba ve arkadaşların tarafından bile, bilincine saldırı nitelikli telkinleri ve sözleri olacaktır. 


      Diğer yanda; gördüğün insanlardan kıyaslayarak veya kopyalayarak alacağın yanlış imajlar da, seni yeni yanlışlıklara sürükleyebilecektir. Geçmiş tecrübelerin etkisiyle; kendini yanlış yapmaktan sınırlayabilir ve bu sınırlamaları emin olduğun doğrular haline getirebilirsin. Birer çelik kafes haline getireceğin bu kabullenişlerle, olumsuzluklara dur diyebilir, biraz daha kendini güven içerisinde alabilirsin.


             Etrafında birileri; kendini başarısızlığa kurban vermişse, sende onlar gibi olmaya kalkarsan; onlardan hiçbir farkın olmayacaktır. Hatta onlardan olumsuzluklarla yaralanmış olanların; “başaramazsın”, “yapamazsın” ifadeleri, seni de yaralayarak, kendi aralarında görmek isteyeceklerini bilmelisin… Onlarla, aynı yaralanmış birliktelikten uzak kalmalısın…


         Bir iyi insana; “kötüsün” demekle hiç kötü olur mu?  Kahramansın demekle bir katil, hiç kahraman olur mu?  Başkalarının telkinleriyle; öz kimliğimiz ve benliğimiz değişmeyeceğine göre, “ yapamazsın, edemezsin, başarmazsın,”  diyenlere neden inanalım? Onların aşağılamalarının veya takdir etmelerinin hiçbir önemi yoktur.  Tüm liderler ve başarılı olanlar; özgüvenleri kuvvetli olanların arasından çıkmıştır.


             Değerli Kızım;

            Hiçbir engel aşılmaz, hiçbir dağ geçilemez değildir.  İlk karşılaşmalardaki bakışmalar; insana zarar vermezken, sonradan dönüp dönüp bakmak, kalpleri kirletmeye yetecektir. Gönül aynası kirlenen insanın, görüş netliğinin azalması, kaza ve hata yapması da, artmaya devam edecektir.  Olumsuz enerjili insanlarla birlikteliğin seni de olumsuzlaştırmaya ve etkisi altına almaya devam edecektir.         


            Etrafında karşılaştığın, görüp şahit olduğun veya duyduğun belirli bir mevkiye, makama ve idareye gelmiş olanların, beyin ve akıl yapılarıyla aranda hiçbir fark yoktur.  Onlar da; şu anda senin geçmeye çalıştığın yoldan, daha önce geçmiş olan insanlardır. Eğer; bu yoldan birileri geçebilmişse, sen de bu yoldan çok rahat geçebilecek güç ve kudrete fazlasıyla sahipsin.


          “Hayatını heba ediyorsun, çökmüşsün, bitmişsin veya hayallerine acırım” gibi söylenen sözlere, asla takılıp kalma… Söylenen sözlerin çok az bir kısmı; gerçeği ifade etse de, bu tür sözlere takılıp kalma… Eğer hakkında yapılan yorumlara da tamamen kayıtsız kalırsan, gün gelir seni de; kendilerine benzetirler. Susmak veya red etmemek, bir yerde onların söylediklerini, kabul etmen demektir. Gün gelir; yok etmediklerin, yarın; var ettiklerin olacaktır. Unutma ki,  kaybedenler; hep sıradan insanlardır. Başaranlar; zaten önemli bir yere, çoktan gelmişlerdir.


            Başarının yolu; herkes gibi olmak değil, farklı ve özgün olmaktan geçer. Birileri bir yerde hata yapmışsa, aynı hatayı senin de yapman gerekmez. Hata yapanların; hatalarından ders alırsan, benzeri hatalar yapmaktan kurtulmuş olursun. Önünü açık, başını dik tut ve kararlılıkla yürü… O zaman seni kim tutabilir?


             Değerli Kızım;

          Bunca anlattıklarımın yanında değiştiremeyeceğin durumlar da vardır. Mesela cinsiyet, yaşamak ve ölmek gibi… Bunlar mücadele edilmeyecek sınırlardır. Başarıya giden yollar ise sınırsızdır. “Başaramam, yenemem, barışamam” gibi olumsuz düşünceleri; daha, düşünce aşamasındayken yok et… Çünkü tüm olumsuzluklar ve kötülükler ot gibidir. Onları ekmeye, gübreleyip çapalamaya lüzum yoktur, kendiliklerinden bitiverirler. Tüm olumlu düşüncelerin de, sebze ve meyveler gibi sürekli bakıma ve ihtimama ihtiyaçları vardır. Seksen yaşındaki birinden; yirmi yaşındaki canlılık ve hareket etmesi beklenemez ama seksenlik bir piri fani, bir gecede dünyayı dolaşıp gelmesi; çok zor bir şey değildir.


             Değerli Kızım;

            İşin zorluğunu boş ver. Yola mı çıktın? Karar verdiysen yürü… Hedefin tam kapısına gelmişken, asla geri dönme… Sen de çok iyi biliyorsun ki, bir lokma yemek bile; çiğnenmeden yutulmuyor. Zorluğun büyüklüğü; başarının büyük olacağına işarettir. Şu anda sana; gıptayla bakan ve canı yürekten senin yerinde olmak isteyen, binlerce genç kız vardır. Geçmiş yıllarda; on sekiz yirmi yılda verilebilen eğitim, özle bir usulle; size dört yıl gibi kısa bir zamanda verilmektedir.  Ehline malumdur ki, bu apaçık; zamanın sahibine teşekkür gerektirir.


             Km–240407

( Bilge Kıza Mektuplar -9 başlıklı yazı KOCAMANOĞLU tarafından 22.09.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu