Bilim, evreni ve içindeki varlıkları incelemenin ve Allah’ın sanatındaki
kusursuzluğu, yaratışındaki üstünlüğü keşfederek insanlığa açıklamanın yoludur.
Dolayısıyla sıklıkla gündeme getirilen”din ve bilim çatışır mı?” gibi soruların
anlamsızlığı da çok açıktır. Dinin, Allah’ın yaratmasındaki detaylara ulaşma
yolu olarak benimsediği bilimle çelişebileceği düşüncesi büyük yanılgıdır.
Bilim, üstün güç sahibi Allah’ın yarattıklarını incelemek için vardır.
O’nun yarattığı her şey, O’ndan gelen bir mesajdır. Okuyabilenler için her
mesaj, Allah’ın yüceliğinin ve büyüklüğünün kanıtıdır.
Kur’an, insanları
bilimsel araştırmalar yapmaları yönünde teşvik eder; “İşte bu örnekler;
Biz bunları insanlara vermekteyiz. Ancak alimlerden başkası bunlara akıl
erdirmez. (Ankebut Suresi, 43) ifadesiyle ve pek çok ayetle, gökler,
yer ve yarattığı her şey üzerinde derin düşünmeye, ‘alim’ olmaya yönlendirir.
Kur’an ayrıca, evrenin ve canlılığın varoluşları konusuna en doğru ve en
kesin cevabı verir. Din kaynak alınarak yapılan araştırmalar, varoluşa ait
sırları, en az emek ve enerji harcayarak ortaya çıkarır. Dolayısıyla din, bilime
izleyeceği yolu işaret eder. Bilim, Allah’ın sonsuz gücünü, evrendeki yaratılış
kanıtlarını araştırarak doğru sonuçlara ulaşabilir.
Bilim, 19. yüzyıldan
itibaren materyalist görüşten etkilenerek, bu İlahi kaynaktan
uzaklaştırılmıştır. Çünkü materyalizm, maddenin mutlak varlık olduğunu ileri
sürer ve Allah’ı inkar eder. Bu dönemde bilimsel araştırmalar yoğun bir şekilde
materyalizmin iddialarını destekleme çabasına ayrılmıştır. Bugün görüyoruz ki,
materyalizmin iddiaları bilime yalnızca zaman kaybettirmiştir. Çünkü bu
iddiaların her birini ispatlayabilmek için on yıllar boyunca sayısız bilim adamı
çalıştığı halde, ortaya çıkan sonuçlar bu iddiaların geçersizliğini
göstermiştir.
Hubble’ın ortaya koyduğu kesin gerçek olan evrenin
genişliyor olması, bilimi asıl gerçeğe götürdü. Çünkü evren genişlediğine göre,
zamanda geriye doğru gidildiğinde, ‘tek bir nokta’ ortaya çıkıyordu. Evrenin tüm
maddesini içinde barındıran bu ‘tek nokta’, korkunç çekim gücü nedeniyle sıfır
hacme sahipti. Ve evren, 15 milyar yıl önce sıfır hacimdeki bu noktanın
patlamasıyla ortaya çıkmıştı.
Big Bang’den önce madde diye bir şey
yoktu. Maddenin, enerjinin, hatta zamanın dahi bulunmadığı, metafizik olarak
tanımlanabilecek bir yokluk ortamında tümü bir anda yaratılmıştı.
Big
Bang önemli bir gerçeği işaret etti. Sıfır hacim yokluktu ve evren yokken ‘var’
olmuştu. O halde evrenin bir başlangıcı vardı. İşte bu kanıt, materyalizmin
"evren sonsuzdan beri vardır" tezini geçersiz kıldı. Oysa bu bilimsel gerçek,
Yüce Allah’ın 1400 yıl önce gönderdiği Mesaj’ında vardı:
“O
gökleri ve yeri yoktan var edendir...” (Enam Suresi, 101)
"Biz göğü ’büyük bir kudretle’ bina ettik ve şüphesiz
Biz, (onu) genişleticiyiz." (Zariyat Suresi, 47)
Big Bang’e,
felsefi nedenlerle itirazlar sürdü. Ancak, Allah’ın üstün yaratması olan evren,
modern bilim vesilesiyle yaratılışı delillendirmeye devam ediyor. İdeolojik
amaçla körü körüne savunulan/desteklenen materyalizm ise, gerçeğin kanıtları
karşısında sessizleşmiştir.
"Onlar, Allah’ın nurunu ağızlarıyla
söndürmek istiyorlar. Oysa Allah, Kendi nurunu tamamlayıcıdır; kafirler hoş
görmese bile." (Saff Suresi, 8)
Materyalizm ve Darwinizm gibi
hurafeleri bilime ‘rağmen’ savunmaya çalışmak, bilim adamları için sıkıntı
vericidir. Evrendeki sayısız delile gözlerini kapatan bu kişilerde, yargı
yeteneği azalır, bozulur. Richard Dawkins örneğindeki gibi. Ünlü Darwinist’in
"eğer bir heykelin sizlere el salladığını görseniz dahi, bir mucize ile karşı
karşıya olduğunuzu sanmayın... çok küçük bir olasılıktır, ama belki de heykelin
sağ kolundaki atomların hepsi, tesadüfen, bir anda aynı yönde hareket etme
eğilimi içine girmiş olabilirler" sözleri buna tipik bir örnektir.
Tüm
evren detaylarıyla incelendikçe muhteşem bir olağanüstülük ortaya çıkar.
Evrendeki mucizevi dengeler, dünyadaki düzen, kusursuz canlılar, tek bir hücre,
bir atom, o atomun içinde saklı olan evrendeki en büyük güç; tümü bir mesaj
verir bize. Bu mesaj, görebilen, okuyabilen her samimi insanı, Tek olan,
Zatında, sıfatlarında, işlerinde, isimlerinde, hükümlerinde, asla ortağı veya
benzeri, dengi bulunmayan, yoktan var eden Yüce Allah’ın varlığına götürür.
Fuat Türker
(
Bilim Allaha Götürür başlıklı yazı
fuatturker tarafından
18.10.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.