Boş Amaçsız Ve Hikmetsiz Konuşmak
İnsanın her davranışı, her sözü, her düşüncesi hesap gününde insanın önüne
çıkarılmak üzere saklanır. Söylediği her yararlı ve hikmetli söz
“Allah’a yükselir”, gösterdiği her güzel davranış insanı
ahirette kazançlı çıkarır, Allah’ın dilemesiyle sonsuz kurtuluşa
ulaştırır.
Günümüz toplumunda birçok insanın en belirgin özelliklerinden
biri, konuşmalarının boş ve amaçsız olmasıdır. Halkın oldukça büyük bir
kesiminde, “laf olsun torba dolsun” ifadesiyle tanımlanan boş konuşma, adeta bir
davranış şekli haline gelmiştir. Hiçbir çözüme ve sonuca götürmeyen, kalıplaşmış
belli sözler bu boş konuşmaların temelidir. Konuşulan konular belli ve
kısıtlıdır ancak içeriği oldukça geniştir. Halk arasında, "geyik muhabbeti"
deyimiyle ifade edilen ve ne denli gereksiz olduğu açık olan bu tarz konuşmalar,
saatler ilerledikçe uzar, genişler, bir konudan diğerine atlanır. Bilgi sahibi
olunmasa da, hemen herkes her türlü konuda fikir beyan eder. Hiçbir sonuca
ulaştırmayan, hiçbir yarar sağlamayan bu konuşmalar, genellikle karşısındakilere
fikir, düşünce ve görüş sahibi olduğunu hissettirme amacı taşır.
Bu
arada, gerçekten konuşulup halledilmesi gereken konular bile, içinden çıkılması
güçleşen çözümsüzlüğe sürüklenir. Kısa sürede çözülebilecek sorunlar saatlerce
bazen günlerce uzar. Konuşmalar çözüm üretme yerine iddialaşma ve kişilik
gösterisi haline gelir. İş toplantıları, apartman toplantıları hatta arkadaş
toplantılarında hep bu tür görüntülere rastlanır. Konular her zaman basit ve
yüzeysel olarak ele alınır. Oysa sorunlar akılcı, özüne inerek ve hikmetli bir
biçimde dile getirilse çözüm yolları da bulunabilir. Akılcı ve hikmetli
yaklaşım, Yüce Allah’ın dilediği kullarına lütfettiği bir üstünlüktür.
Kime dilerse hikmeti ona verir; şüphesiz kendisine hikmet
verilene büyük bir hayır da verilmiştir. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt
alıp-düşünmez. (Bakara Suresi, 269)
Allah’ın katından bir nimet
olan akıl ve hikmete sahip olmayan kişi, birkaç cümlede özetlenecek bir konuyu
saatlerce anlatsa da açığa kavuşturamaz. Hatta bazen özellikle uzatarak adeta
"tadını çıkarır". Saatlerce tartışılan ancak hiçbir sonuca varılmayan
televizyonlardaki açık oturumlarda bu duruma sıkça rastlanır.
Özellikle
bu programlarda konuşan kişi bir türlü konunun özüne inemez; çok konuşur ancak
hiçbir şey söylemez. Gereksiz detaylarla ne denli fikir, bilgi ve kültür sahibi
olduğunu kanıtlamaya çalışırken, konuyu içinden çıkılamaz bir hale getirir. En
önemli konularda dahi kendi kişiliği ve birikimleri ön planda, asıl konu arka
plandadır.
Dahası, bazen hep bir ağızdan, koro halinde konuşulur, sözler
kesilir, sesler yer yer yükseltilir. Bağırarak konuşulduğunda üstün gelineceği
zannedilir. Sonuç olarak; hiçbir sonuca varılmaz. Hem konuşanlar saatlerce boş
konuşmuş, hem de izleyenler saatlerce boşa vakit geçirmiş olurlar.
Müminlerin konuşmalarında ise her konuda olduğu gibi kıstas Kur’an’dır.
Kur’an, yararsız sözün, boş konuşmanın Allah’ın hoşnutluğunun gözetilmediği,
konuşanın ve dinleyenlerin ahiretlerine yarar sağlamayan davranışlar olduğunu
haber verir. "Boş ve yararsız şeylerden yüz çevirmek" de, ancak Allah’ın
hoşnutluğunun gözetilmesiyle mümkündür. Boş, yararsız ve hikmetsiz konuşmak,
iman etmeyenlerin özelliğidir. Boş sözleri hem söylemekten hem dinlemekten
kaçınmak, rahatsız olmak ve hayırlı konuşmalar yapmak ise müminlerin önemli bir
özelliğidir. Dünyada geçirilen her an ahiret açısından çok değerlidir. Vicdanını
her an devrede tutan müminler, boş söze dalmamaya büyük özen gösterirler.
"Ki onlar, yalan şahidlikte bulunmayanlar, boş ve yararsız sözle
karşılaştıkları zaman onurlu olarak geçenlerdir." (Furkan Suresi, 72)
Boş ve hikmetsiz söz söylendiğinde şeytan mutlu olur; çünkü o
güzel ve hayırlı sözden hoşlanmaz. Yüce Allah ise güzel sözden hoşlanır; o halde
O’nun hoşnutluğunu gözeten insanın sözleri her zaman güzel, hayırlı ve hikmetli
olmalıdır...
(
Boş Amaçsız Ve Hikmetsiz Konuşmak başlıklı yazı
fuatturker tarafından
17.10.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.