Bir şeyler değişiyor durmadan. Hayatın akışına engel olamıyoruz. Zaman hep aynı hızla akarken bize yavaş gelebiliyor. Peki neden? Sıkıldığımızda, üzgün olduğumuzda, genel olarak insanı karamsarlığa iten durumlarda, zaman yavaş akıyor gibi geliyor bize. En çok eğlendiğimiz anlarda –zamanın değerli olduğu anlarda- da hep hızlı akıyor sanki. Oysa bir saniye her zaman bir saniyedir. Bir dakika her zaman bir dakikadır. Bu kavramlar ancak uzun zaman sonra arkamıza baktığımızda değişime uğruyor. Bir yıl geçtiğinde  –neredeyse her zaman-  ‘’vay be ne çabuk geçti’’ diyoruz.Geriye uzun soluklu bakışlar attığımızda bir boy daha büyüdüğümüzün farkına varıyoruz. İlkokul bitmez derken ortaokul bitiyor; lise bitmez derken bir bakmışız çalışıyoruz.Zaman eğer bir kara delikse geçen her anı yutuyor, öyle değil mi?Ben bu yazıyı yazarken her hecemde de ömrümden ömür gidiyor.Zamanı iyi mi kötü mü değerlendirdiğimi bilmiyorum.İşin gülünç yanı, onu da zaman gösteriyor.

         Zaman bu kadar gündemimizde olduğuna göre,klasik bir soru düşünelim.Zamanı durdurmak elinizde olsa,bunu ister miydiniz?Buna evet diye yanıt verirsek; büyümemiz duracak.Hep aynı yaşın dertleri ve tadlarıyla beraber yaşayacağız.Bana sorarsanız ben hep aynı yaşta olmak istemezdim.Hayatın her anını yaşamak gerektiğine inanıyorum.Bir düşünün en çok zevk aldığımız şeylerden bile sıkılabiliyorken nasıl hep aynı yaşta kalmayı yeğleyebilirizki?

         Şimdi akla gelen sorulardan biri de;zamanı geri ya da ileri almak elimizde olsaydı bunu yapar mıydık?Zamanı geri aldığımızda hatalarımızdan kurtulabilir ya da yaşadığımız eğlenceli durumlara geri dönebilirdik.Bir ölümü durdurduk diyelim,bu bizim bir cana daha fazla zaman ayırabilmemizi sağlar.Olaya şu açıdan bakalım.Herkes bir ölümü durdursa dünyada popülasyondan doğacak kaosu düşünebiliyor musunuz?

         Zamanı ileri aldığımızı varsayalım.Yaşanacak olayların yaşanmış olması,üzüntülerin geçmişe,eğlencelerin bulunduğumuz ana gelmesi elbette güzel olurdu.Ortalama 60 yıllık ömrümüzü böyle yaparak 30 yıla düşürürdük.Ya da ileri sararken bir bakmışız artık yokuz.Ömrümüzün sonu olmasaydı buradan binlerce sene öteye gidebilirdik.Kavramları genel olarak ele alırsak; düşünen insanlar hayatın iyi yönde ilerlemesi için yeni şeyler icad etmiş olacak.Belki de dünya düzeninden başka düzenler kurulacak.Bunun yanında yaşamı bir saniyede yok edecek araçlar da icad edilecektir.Artı ve eksi yönlerden bakınca birbirini nötrleyecek bir çok olay yakalayabiliriz.

         Şimdi bir başka açı daha…

         Zamanı ileri almasak da zamanın aktığını söylemiştim.Zaman elbetteki kıyamet kopmazsa 3000 li yıllara gelecek.Az önce düşündüğüm iyi ve kötü olaylar meydana gelecek.Dünya Karanlık Çağ’da ne kadar farklıysa gelecekte de bir o kadar farklı olacaktır.Peki bunlar er ya da geç olacaksa erken ya da geç ne farkeder?

         İncelediğim konularda kendime göre net bir yanıta varamadım. Bazı şeyler yaşanmadan öğrenilemiyor.Ne kadar ileri görüşlü olursak olalım yaşanacak olayların hepsinin aklımıza gelebilmesi mümkün değil.Ya siz ne düşünüyorsunuz?

*Bakış açısı herkeste bu güçlerin olması konumunda olacaklardı.Eğer tek sizde bu güçler olsaydı,denemeye değerdi!?

*Bu yazıyı yazdıktan sonra arkadaşım ‘’Click’’ diye bir film önerdi.İzledim.Filmin konusu ele aldığım konulardı.Genel olarak aileyi ele almıştı.Güç tek insandaydı ancak tek başına bile mutlu olamadı…
( Zaman Oyunu başlıklı yazı Ahmet Öztürk tarafından 1.11.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu