Aç kaldığı zamanlarda hayallerini yer insanlar.


Gurul gurul sesler arasında midenizin boşluğu kafanızı ele geçirir. Artık elde avuçta ne varsa sindirmeye çalışırsınız. Kendinizi düşünürsünüz bir de varsa bakmakla yükümlü olduğunuz birileri, onları...
  
Ne acıdır ki insanın hayal kurma mekanizması demir parmaklıklar ardına giriyor bu gibi bir durumda. En çok yapmak istediğiniz iş - severek yapabileceğinize inandığınız- bir anda çıkmak zorunda kalıyor kafanızdan.

Ufak bir parça alıyorsunuz hayallerinizin ucundan. Bütünü bozuyorsunuz. Ama karşılığında nefretle yaptığınız işten para kazanmaya başlıyorsunuz. Bir kere bozdunuz mu bütünü, geri gelmesi o kadar zor ki! Bir parça daha ve bir parça daha. Gittikçe küçülüyor hayalleriniz, karnınız da bir o kadar doyuyor. Her ne kadar tadı tuzsuz yemeğe benzese de.


Öyle bir çizgi ki bu, ne kadar ince olsa da bir o kadar kalın.


 Hayallerinizi bir yere kadar erteleyebilirsiniz. Dönüm noktanız zamanla daralır ve bir bakmışsınız tek yönde, dönüşü çok zor bir yoldasınız. Ne kadar oyalarsanız zamanı, o da size o kadar geç kalacaktır.


Para mı peki en önemli etken? İşin en başına dönerseniz olayın parayla çok ilgisi de yok. O, kirletilmeye mahkum bir kağıt parçası.


Basit bir denklemi zor kılmak için elimizden geleni yaparız. Kısacası, yeterince çabalamayız, istemeyiz. Evet, karnımızın doyması için bir iş yapmak zorundayız.. Bunun bedeli ressam olmak varken bankacı olmak da olmuş olabilir. Neden, diye sorarsak kendimize; cevabı en baştaki basit denklemde apaçık ortadadır.


İçinizdeki cevherin parıldaması için onu aydınlığa çıkarmalısınız.


İnsanın varoluşu bence kendine inanmakla başlar. Eğer kendine inanıyorsan yapacaklarına inanma hakkını elde etmişsin demektir. Sanattan sana inanmasını bekleyemezsin. O bir aracıdır. Sen ile kalem arasında.


Aç kalacağı güne kadar beklerse hayallerini yer insanlar.


Eğer bir hayaliniz varsa aç kalmayı beklemeyin. O, yolun sonudur. İstiyorsanız yapabilirsiniz. İradenizin ipleri sizin elinizde. Kukla değil, kuklacı olmak yine sizin tercihiniz olacaktır. 


Seviyorsanız, gidin yapın bence.
( Yemekte Az Pişmiş Hayaller Var başlıklı yazı Ahmet Öztürk tarafından 17.01.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.