KAT 0 : Başlangıç     


Bundan yıllar önce bir başıma bir serüven başlattım. İçinde sadece ben, kalemim ve defterimin olduğu. Biz üç kafadar bu yola çıktığımızda ne kadar heyecanlıydık söylesem   'yahu sen de ne büyüttün arkadaş' dersiniz. Ama bu yol öyle bir yol ki girdiğin anda izlediğin çizgi filmlerdeki iksirlerden içmiş gibi oluyorsun. Defterime baksanız 'bu ne böyle, sayfalar hiç yıpranmamış, yeni gibi' dersiniz. Bana göre ne kadar yeni kalırsa, ne kadar özenli korunursa, o kadar uzun yaşar izler. Onun eskiliği zaten kalemin deftere her fısıltıda yazdıklarıdır. Başlangıçta böyle koyulmuştum bu işe. İş ne mi?


KAT 1 : Dönemsel bel ağrılarım


İş yazma işi. Yapılma tarzı yürekten. İçsel huzur sağlıyor. Büyük iş değil mi? Bence dünyadaki en büyük şirket benim şirketim. Size hiç çekinmeden bunu söyleyebilirim.

Şirkette - daha güzel söylemi homeoffice, ya da biz ona odam diyelim- o kadar kaptırıyordum ki kendimi yazmaya hakkaten belim ağrıyordu. E, o zamanlar şuan yaptığım gibi on parmağımda on marifet klavyeden yazamıyordum. Kalemin kömüründen elim kapkara olur, işaret ve orta parmağımın yanları kalemi tutmaktan içine gömülürdü. Ne kadar ilkelmiş o dönemler(!) 


KAT 2: Ergenekon Destanı


Lise çağları. Şirkette işler biraz ağırlaşmıştı. Ne yalan söyleyeyim yazı yazdığımı söyledğimde insanlar tarafından hor görüldüğüm de oluyordu. Bir küstüm kaleme, deftere...

Hatamı anladım barışmaya gittim yanlarına. Aldım elime ikisini de, bir gece bereber uyuduk. Affettiler herhalde beni, sabah kolumdan tutmuşlar, silgi tozlu masaya oturttular beni, gözlerim zamane dupstep müzikleri dinlercesine açıldı. Ritmi tekrar yakalamaya başladım. Ergenekon Destanı(!) da sona ermiş oldu.


KAT 3: Arayış


Adanmış bir insan olmayı severim. Bir şey yapıyorsam canı gönülden yapmak isterim. O yüzden bir süre arayışa geçtim. Kendime yazabilecek yerler aradım. Siteler, gazeteler... Araştırdıkça amatör yazarların, amatör küme futbol takımlarından daha popüler olduğunu gördüm. İnsanlar yazıyordu, durmadan karalıyordu. Bu girdaptan sıyrılmak biraz zor olacaktı. Öğretmenlerden tavsiyeler aldım, internet ortamından teknikler araştırdım ve araştırmaya devam ediyorum. Sadece kendi için yazan o kadar çok insan var ki, ama ben 'hayat paylaşınca güzel' sloganını hep sevmişimdir. 


KAT 4 : ASANSÖR


'Çağır' butonuna bastığım anda dev mekanizma beynimi tırmalayan bir sesle harekete geçti. Son kattaydım ses baskın ve gıcırtılı geliyordu. Metal blog yine metal olan ipi sarmalıyor ve kendine çekiyordu. Aniden bomba patlar gibi bir ses çıktı. Olduğum eski bina sanki sallanıyordu. Yer titriyor, yanımdaki kapının önündeki demir parçası, kapıyı çalarcasına vuruyordu. Gözlerim korkudan iyice açılmıştı. Kış ayında yaptığımız kardan adamlar gibi bembeyaz kesilmiş, irkilen bir kedi gibi tüylerim diken diken olmuştu. Asansör benim katıma geldiğinde, kapıları açılacakken adeta intihar etmişti. Ben ölümden dönerken o hayata gözlerini kapatmıştı. Ortalık duruldu, ölüm sessizliğinin ardından apartmandakiler tek tek dışarı çıkmaya başladı. Ambulans ve polis kapıya dayandı. 

Yeni bir asansör yapılma vakti gelmişti. Yeni bir çağ açarcasına. Her paslı yapının çöktüğü gibi her paslı fikir de yok olmaya mahkumdu. Yeni bir başlangıç yaparcasına... Daha sağlam ipler, daha sağlam mekanizmalar, daha sağlam tasarımlar ve fikirler. Hayatın acımasız kara deliğinde yok olmadan adımlarımızı sıklaştırmanın zamanı geldi. Eskiyi restore edip yeniyi yaygınlaştırmanın zamanı. 

Gözlerimi kimsenin bakamayacağı kadar parlak olan güneşe diktim. Güneşse bana karanlığı aydınlatmanın yollarını anlatmayı kabul etti. 

'Farkında ol, farkındalık üret!'


KAT 5: Yola çıkıyoruz.


Asansör'ün beyni olmaya hazır mısınız?

( Asansör başlıklı yazı Ahmet Öztürk tarafından 26.09.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu