Aslına bakarsanız yeniliği çok seven bir insan değilim.Eskiyi,alışılmışı severim.Elbetteki hep aynı yerlerde,aynı konumda kalmak,diğer yerleri görmemek ufkumuzu daraltır.Ancak kısa süreli seyehatlerde de bunu telafi edebiliriz.Yeni insanlarla aynı yerlerde de tanışılabilir.
Girdiğim sınav sonucu İzmir’e yerleştim.İki haftadır burada ikamet ediyorum ve nasipse beş sene daha bu şehrin tozunu yutacağım.
Şehre ilk geldiğimde alışageldiğim Balıkesir trafiğinden çok farklı yoğun bir trafikle karşılaştım.Gördüğüm manzara beni çok ürküttü.Sürekli çalan kornalar,sıkış tepiş yürünen yollar…İlk söylediğim söz ‘bu şehir beni yutar’ oldu.İnsanlarla da çok çabuk kaynaşamadığımdan internet bağımlısı da oldum diyebilrim.Eski arkadaşlarımı,şehrimi çok aradım.Birinci haftanın ortasında Balıkesir’den arkadaşlarımın evine geçtim.Onları gördüğümde tanıdık bir yüz olduğu için çocuk gibi sevindim.Evlerinde beş gün kaldım ve bana İzmir’i gezdirdiler.Komiktir ki sabah gittiğim bir yere akşam gittiğimde hep afalladım.Anladım ki gecesi gündüzü çok farklı bir şehir…
Yeni hayatıma yavaş yavaş alışıyorum.Ancak bundan mutlu olduğum söylenemez.Arkadaşlarımla olduğumda çok mutlu,yalnızken de çok mutsuz oluyorum.Tam bir duygu karmaşası.Sanırım Balıkesir’de arkadaş bakımından hiç yalnızlık çekmememden kaynaklanıyor.
Okuldaki arkadaşlarımdan da kimseyle yakın olamadım.En azından şimdilik.İnsanları tanıyana kadar çok sıcak davranmamak gerektiğini düşünüyorum.Ama onlara da alışacağım zamanla.Ne demişler ‘ölümlere bile alışılıyor’.