birazdan yine gelecekler
barut kokan elleri
küf kokan dilleriyle
gece
it ulumaları
çakal sesleri
gece kudurmuş
gece serseri
ay düşüyor namluların gölgesine
binlerce yıldız
cansız ve çelimsiz
gece soğuk
gece sessiz
kuş kendini gizler yaprakta
su kendini süzer ırmakta
kirleneceğini bile bile
hepsi oyun
hepsi hile
tütsü olup olup savruluyor
ateş yenik düşüyor külüne
gece
it ulumaları
çakal sesleri
gece umutsuzluk
gece korku seli
usulca yürüyen tilki takılır
anlamsızdır bakış
çaresizdir kurnazlık
köpek seslerine karışır çocuk çığlıkları
patlar karanlığın sessizliği
patlar kulakların zarı
her yer ölüm kusar
her yön can pazarı
birazdan gidecekler
boynumuza kement takarak
çorbamıza barut saçarak
dilimize
kilit vurarak
birazdan
gidecekler
bizi birbirimize bırakarak
ve biz yine anlamayacağız
tekrar geleceklerini unutarak
gece
it ulumaları
çakal sesleri
gece ağıt türküleri
gece mahşer yeri
yeter artık
dinsin bu acı
bitsin bu göz yaşı
yetti artık
bitirin şu savaşı