Hiç Havva’ya ait değildi
Âdem’in suretine dar gelen yalnızlık…
İçinde entarisine bulaşmış kırılgan bakışlar
Şifresi yüreğine yapışmış
Göç tesirli sevgi barındırır
Şairin kalemine gizlediği mürekkep lekesi…
Geride ansızın dökülen
sözcüklerin baygınlığı…
Sen şaire vurulduğun her gecede
Kurşun damlar bakışlarından…
Kovanında hançerlenen hüzün akşamlarında
İştahlanır duygular…
Ekilen bir tutam sevgi, kadınlığın avucunda
Gönüllü sunarsın tenini
Salyalı dudaklarla, parçalamaya hazır suretlere…
Geride yalın ayak yaşanılan sevgi
avuntuları…
Kurnaz masalların aymaz replikleri
Uzun bir yolun kararsız şeritlerine dağılırken…
Şair avucuna kıstırır gösterişli şiirlerini
Önce kendini inandırır sahte imgelerle…
Kuş tüyü mısraların yastık altı gösterisi sarar odayı
Okur yüreğindeki zifir tadındaki şehvetli harfleri
Kanarsın
Son kırıntıdaki kuru sözlerle yanar gözyaşın…
Geride akşamdan kalma hipnotize
intihar serenatları…
Budala aldanışların ortasında
Ruhunda demlenir, inişli çıkışlı duygular…
Körelir gözlerin, dinlersin ihtişamlı besteyi
Gerdanından akar aşkın rimel artıkları
Çıldırır mısralar
Hazır kıtayken köleliğe…
Çıplak ayaklarınla cambazı olursun sevgisizliğin
Boynuna dolanan ipe asılır arsızlar
Ölüm oyununun son perdesinde…
Geride beceriksiz Azrail’in seyre
dalışları
Şair
Kentin sokaklarını ezberlemiş
Karanlık odalarda okunurken efsun…
Defalarca çekilir pimi yüreğinin
Bir kere razı olur canlı bomba gibi
Esrarlı gözlere gebe kalmaya…
Şimdi cenaze törenlerinde patlayan havai fişek gösterileri
Âdem’den olma Havva’dan doğma nefsimizin meyvesi
Yalnızlığı kucaklar ay ışığında solmuş ayinlerle…
Geride asılmış bir ruh, sahipsiz
aşk şarkıları…
Seni tanımak
Kağıttan harflerle yapılmış uçakla kentler dolaşmaktı
Ağaca çıkan
Fakat inmeye korkan bir çocuğum şimdi
Yalnızlık rıhtımına ilerlerken...
// Sevgi Özlem ÖZCÜ //
" gizLi özNe "