“Ey Allahım recep ve şabanı bizlere mübarek kıl, bizi ramazana kavuştur.” Gül Muhammed’imiz, can Peygamberimiz (sav) böyle dua etmiş bizler de bu duaya “amin” diyelim ve canı gönülden üç aylara “hoş geldin” diyelim.
Yeryüzündeki her şeyin canlı olduğu söylenir. Zaman canlı, mekan canlı, nebatat, hayvanat her şey canlı. insanlar canlı, aylar canlı hele hele üç aylar daha da canlı…Abdestli çalışan bir ustanın yaptığı evde oturmak ya da abdestli ustaların yaptığı bir camide namaz kılmak farklıdır.Ustayı tanımadığınız halde hissedersiniz o manevi güzelliği,içiniz bir hoş olur.
Evimize bir misafir geldiği zaman ona candan yürekten bir hoş geldiniz dersek kuru ekmek acı soğan bile ikram etsek ona hoş gelir.
Bu gün başlayan üç aylara da candan yürekten “hoş geldin” diyebilirsek üç ayları en güzel şekilde ağırlamış oluruz. Peki bunu nasıl yapacağız? Gönlümüzü, kalbimizi ve vücudumuzun bütün uzuvlarıyla kapımızı üç aylara açabiliyor muyuz? İbadetlerimiz günlük yaşantımıza ne kadar etki edebiliyor? Nefis muhasebemizi yapabiliyor muyuz?
“BU GÜN ALLAH İÇİN NE YAPTIN?” sorusunun cevabı bizi tatmin ediyor mu?
Üç aylar vesilesiyle tutulan oruçlar, günde beş vakit kılmamız gereken namazlar ve yaptığımız diğer hal ve hareketler İslam’a ne kadar uyuyor veya uymuyor kendimizi şöyle bir yoklayalım.
Kul olmanın gereği hepimizin hataları var, önemli olan hatalarımızdan dönebilmek ,hataları tekrar etmemek… Üç aylara “hoş geldin” derken bunu bir fırsat olarak değerlendirmek herhalde misafirimize en güzel ikramımız olacaktır.
Rabbimizin kapısından başka sığınılacak hiçbir kapı yok, gidebileceğimiz hiçbir yer yok.
Şairin şu sözlerini çok sevmişimdir:
Emir almışım imandan
Sensin bana tek kumandan
Sığındığım her limandan
Tekrar sana döneceğim.
Üç ayların birincisi olan recep ayı, bizim KAMİL bir insan olmamızın başlangıcı olsun,Şaban ayında kendimizi daha da geliştirelim. Ramazan ayında da mümin olmanın şuurunu yaşayalım inşallah.Bu aradaki kandil gecelerinde de feyzimizi,bereketimizi artırmaya çalışalım.Sakın ola ki benden bir şey olmaz ,ben günah bataklığının içindeyim duygusuna kapılmayalım üç ayları görmemezlikten gelmeyelim.Gönlümüzü açarak “HOŞ GELDİN” diyelim.
Cennet mekan Abdulhakim Arvasi Hazretleri, Rabbimizin af ediciliği ile ilgili ders yapıyormuş. Dinleyenlerin içinde rahmetli üstad Necip Fazıl Kısakürek de varmış. Bir ara üstad gönlü dolmuş ağlamaya başlamış ve “Rabbim beni affetmez ben çok günahkârım” demiş Arvasi hazretlerinin cevabı üstadı çok sevdiği halde kızmış, hiddetlenmiş ve “ŞAİR, ŞAİR GÜNAHINLA Allah’a fiyaka mı yapıyorsun?” olmuş.
Üç aylara “hoş geldin” diyelim, kendimizi hazırlayalım ama üç ayların hatırına şunu yapmayalım : Bilirsiniz, bizim Temel hacca gitmiş. Hacda Kabe’de namaz kılarsan şu kadar bin vakit sevab var,Ravza’da kılarsan şu kadar bin vakit sevab var…Bunların hesabını yapmış hac dönüşü kahvede oturuyor öğle ezanı vakti gelmiş, temel camiye gitmemiş, ikindi vakti yine oturuyor. Dursun yaklaşmış : “Temel hayırdır öğle namazına gelmedin, hadi ikindiye gidelim.” Demiş.Temel “Ben gelmeyeceğim.” demiş .Dursun: “Hayırdır bir şey mi var?” diyince Temel: “Karıştırma, sen git namazını kıl.” demiş.Dursun ısrar edince Teme :“Ula daha benim kırk yıl alacağım var.” demiş .
Üç aylarımız mübarek olsun..Rabbim recep ve şabanı bizlere hayırlı eylesin ve bizi ramazana kavuştursun .Şunu da unutmayalım ecelimizin ne zaman geleceğini bilemiyoruz.
21.05.2012 YAŞAR KUTLU- BALIKESİR