Vav, Ya, Lam
Dostluklar kurban edilmiş
Riya denen murdara
Bu ne acı?
Bu ne gam?
Yoksa buda mı bir kıyamet alameti?
Kim bilir?
Kime sorsam?
Dosttan gelir başıma taş
Dosttan gelir böğrüme kurşun
Dost vurur hançerini sırtıma
Akar ruhumun gözlerinden yaş…
Düşman mert midir, nedir?
Bir gariplik var bu işte
Ne taş gelir ondan başıma
Ne kurşun gelir böğrüme
Ne de sırtıma hançerini saplar
Bekler sadece pusuda
Uyumaz uyusa da sular
Dost dediğin mert olurdu eskiden
Bu nasıl dostluktur bilmem
Namertlik yakışır mı dostluğa?
Sanki gülen bir maske ardına
Saklanmış yüzler
Tuz buz eder en yalçın kayaları
Bakınca ikiye biçen gözler
Oturur içime
Gıyabımda edilen sözler
Ve haset tohumlarına gebe özler
Ebu Leheb gibiler sahte dostlarım
Gizlice dikenler sererler yollarıma
Elvan elvan dererler
Zakkumlar çiçek diye ellerime
Engerekleri bile kıskandıracak zehirlerini
Zerk ederler günüme
Güneşim kararır
Denizlerim kararır
Nefesim daralır
Bir adım kalır ancak ölümüme
Düşman vursa kanım akar
Dost vurunca canım yanar
Cismim değil incinir ruhum
Sever oldum artık nedense
Namert dosttansa mert düşmanımı
Zira ben mertliğe mübtelayım
Düşmanım namertliğe
Allah'ım
Varsa akıbette dost hançeriyle ölmek
O akıbet dursun
Gelsin düşmanım erkekçe
Gelsin beni alnımdan vursun
Vav, Ya, Lam
Dostluklar kurban edilmiş
Riya denen murdara
Bu ne acı?
Bu ne gam?
Yoksa buda mı bir kıyamet alameti?
Kim bilir?
Kime sorsam?
08.07.2012 / 16:40
Mekke