.


rengi solmuş diye gökyüzünün üzülme Leyla
bu sendeki dar yorgunluğu belli
düşür ayaklarını usulca mavileşen suya






savunmasız yazgılar mı dudağına süzülen
boynuna asılmış kirli hasret
siyah beyaz zulüm yana yakıla üzülen
otur yanı başıma yalıncak dinle
gel de anlat geç kalmayı güne
ve susan bütün kuşlara cümle cümle


bulut doyduğun ekmek 
içtiğin deniz damla değilken bile
nasıl bir duygu yaşarken ölmek
arınmasız duvarlar bıraktı eski zaman
avuçları boydan boya çatlamış bir çocuğa


babamın karnında öldü yıllar sonra
kendine kıyameti koparan şehir
yoksa annem midir ağlayan güneşe
topraksız gömdüler telli duvağın dibine
geceyi savuran kurşuni düşleri
o dağdan bu dağa esen zülüftü şiir


görmüyorum nasılsa akrebin sakalında
terleyen bir tutam esareti
mahpus gözleri kahverengi miydi neydi
çamurlanmış ırmak dibi olduğumdan daha öte
üstelik yastayım sana keder eskiden beri 


avuçlarımda soluklan dolan gel saçıma
pervaneyim her nefeste göbeğini
kim bilir kime kestiğin deli divane bir aşka






insanı ölmüş dünyanın diye düşünme Leyla
bu sendeki har yorgunluğu belli
haydi
düşür umut ağaçlarını baharla kavilleşen suya





10Mart2012

( Kavil başlıklı yazı NeclaKezbanT tarafından 30.09.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu