Beni bir tek sen anladın ama sende yanlış anladın sevgili.
Bütün söyleyeceklerim bu sözün çorap söküğüdür.
Bu sitemdir sana, sitayişimdir, serzenişimdir bir bakıma. Özlemimdir belki de, şikâyetimdir senden yana.
Gidişini kabullenebilirim lakin sebebini asla!
Vakit tamamdır der gidersin amenna!
Hesapsız sualsiz terk edersin, amenna!
Tetiği çeker gibi gidersin kabulümdür.
Ardına bakmadan çekip gidersin tarz kabul ederim.
Fakat mazeretini anlayamam. Kendimi senin aşkınla sorgulayamam, yargılayamam yokluğunla, suçlayamam varlığınla!
İmtihanım sensin işte!
Bir girift soru gibi içine düşmüşüm senin.
Formülün yok, denklemin yok, sağlaman yok.
Şimdi kalkmış seni sevmekle suçluyorsun beni.
Kalkmış şimdi sevmekle suçluyorsun beni!
Seni seni…
Ah sevgili, seni sevmek ne zamandan beri suç olmuş da haberim yok!
Sevdama kelepçe mi takacaklar yani, prangaya mı vuracaklar şimdi kalbimi.
Silecekler mi şimdi yani bendeki seni!
Gülerim canım buna, gülerim.
Kalp sökülmedikçe yerinden, beyin çürümedikçe, ellerim kırılmadıkça, kollarım kopmadıkça seni kim, nasıl, ne şekilde alacak benden!
Akıl işi değil, inan!
Akıl kârı değil, güven!
Beni bir tek sen anladın ama sende yanlış anladın sevgili.
Mahir değilim aşkta, yokta meşhurum.
Varda yokum her zaman, yokta bir numarayım hep!
Şimdi kalkmış gidiyorsun, aşkın açık olsun diyorum sana.
İmgelerle dolu bir yaşam diliyorum, imalarla dolu bir geçmiş hediye ediyorum. Belki de imana gelirsin diye sana giderken hoş gittin diyorum.
Beni seni sevmekle itham ediyorsun, bu çok hafif bir suçlama olur. Seni sevmek bu kadar basit değil işte, bil bunu!
Seni sevmek Kaf Dağı’na ulaşmak demektir, okyanusları bardağa koyup bir dikişte içmek demektir, yanardağları bir üfleyişte söndürmek demektir.
Bu kadar basit değil diyorum.
Şunu unutma!
Sen benim her şeyimken ben senin hiçbir şeyindim.
Sen benim herkesimken ben senin hiçbir kimsendim.
Mesele bu işte!
Beni bir tek sen anladın ama sende yanlış anladın sevgili.
Kızgınlığım buna işte!
Bahar seli gibi coşkunluğumdun,
Hazan yeli gibi serinliğim.
Şimdi kalkmış gidiyorsun kendi kendine, git.
Ne olacak ki! Geceleri çarşaf diye saran benim üzerime, kışları bir solukta yaşayan benim iliklerime kadar.
Anlatmama gerek yok kendimi sadece şunları bil yeter:
Çok hazan gördüm sevgili!
Çok tufan yaşadım.
Çok belaya bulaştım.
Çok aşka karıştım faili meçhul, hepsinde tek kaldım.
Çöl kadar yalnız ve sağırım işte!
Göl kadar gözyaşım var içimde!
Şimdi kalkmış gidiyorsun kendi kendine, git.
Ardına bakarsan lanetsin.
Aklına düşersem belli belirsiz namertsin.
Kalbine doğarsam ansızın, gözlerinin önüne gelirsem, dudaklarına değersem cenazemsin.
Git yoluna, Allah kahretsin.
Git yoluna…
Git.
Yüreğimin her noktası bu yolculukta handır sana. Kokunu götüreceksin, o canım ellerini, o kanım sıcaklığını… Tanımadığın, bilmediğin kalplere demir atacaksın. Ama bütün kalpler ölüdür artık, hepsinin üzerinde aşkımın gölgesi olacaktır.
Aşkımın kahrı yağacaktır sağanak sağanak!
Kahrım dökülecektir sicim sicim.
Öfkem çakacaktır şimşek şimşek.
Gitmek ne demekmiş öğreneceksin.
Bakınca son bir defa bana, ölmek ne demekmiş göreceksin.
Beni yok yere yargıladın, hapsettin düşüncelerine.
Anlamaya dahi çalışmadın, anlamak istemedin.
Benim kadar sevmekten korktun, aşka tutulmaktan, kendini yitirmekten.
Kirpiklerin demir korkuluk oldu, gözlerini göremedim, mahpusun oldum, meskûnun.
Oysa çok değil az ilgi istemiştim senden.
Olmayacak bir duanın âmincisi değildim.
Çaresi yok artık kalbe gelen çekilir.
Yaresi çok artık, cana değen çekilir.
Sana sitemim var bu gece…
Kızgınlığım var epeyce…
Kırgınlığım var nice…
Beni bir tek sen anladın ama sende yanlış anladın sevgili…
Gitme sen artık benden diyorum
Çünkü ben gidiyorum senden.