Göklere uzanıyor bakışlarım sonra... Mavi, sonsuz bir huzur karşılıyor benliğimi. Kulağımda, yaprak hışırtılarının oluşturduğu hüzünlü bir melodi. Belleğimdeyse derinden gelen kuş cıvıltılarının raksedişleri... Ve içimde mimlenmiş bir huzur gitmemek üzere, mesken tutmuş yüreğimi/gözlerimi okşuyor yeşil ninnilerle.
Kollarımı açıyorum sonsuzluğa, tüm ormanı kucaklayacağım sanki... İçime çektiğim taze toprak kokusu, nasıl da mest ediyor ruhumu. Bu kez ellerimi gökyüzüne korkmadan uzatıyorum. Bulutlara değecek sanki mutluluğum. Bir kelebek olmuş uçuyor yüreğim, öyle ki her çiçeği tek tek öpeceğim.
Ansızın bir damla ıslatıyor kirpiğimi. Ağlayan gökyüzü mü yoksa gözlerim mi? Sonra bir damla ve bir damla daha... Susuyor tüm yüreğim... Fısıltıyla yağan yağmuru dinlemekteyim. Önce gözlerim, sonra saçlarım ve en nihayet kalbim ıslanıyor, ben yağmur oluyorum.
Sımsıkı kapıyorum gözlerimi damlalara, ruhum temizleniyor bu aydınlıkla, ben damla oluyorum.
Tükeniyor tüm gücüm, çöküyorum yere... Başımı ellerime saklıyorum. Yanaklarımdaki ıslaklık hıçkırıklarıma karışıyor, bir damla gözyaşı oluyorum.
Lekesiz, bembeyaz bir sayfaya yeniden, yeniden doğuyorum. Anladım, tüm yaşanmışlıklarımla yeni bir insana uyanıyorum.
/// Çünkü ben yaşıyorum...///