Gecenin ile
sabahın gözünde kaldığım
anların görmezlik sonundayım.
Mutluluğun seyrinde, huzurun
rahminde direnen yarınlar var. Bir
doğuş düşüne büyüyor
güzel niyetler.
-Susuzluk ,
sensizlikti .Açlık, ayrılığındı. Beklentisizlik, suskunluğundu.
-Sarsıcıydı .İtirafın eşruhu
raftan inmişti. Arayışın belleği
zayıflamıştı.
-Hafızamda
silinmeyenlerine karşı sinir bilimcilerinden destek alıyorum. Bir aşk bu kadar kalıcı ya da
kalıtsal izleri var mı?
-Bumerang
gelgitlerin döngüsünde
dönüşüm, dönüşüm nasıl algılanır?
Aşk
çekişen yaşamların dibinde
kuruyan umudum varsa neye ıslanacak uslarım, ya da usanamadıklarım.
En zoru da
söylenmemiş , yaşanmamış,
denilenmemiş, buncaları nasıl soğutacak
içimde sen magma gibi ısınırken.
Bu
düşünce yorgunluğumuzun , seyrinde sana geldim, sende kalmaya geldim.
Issızlığın hakim, sensizliğin
s’avcı, yalnızlığın b’aşkan
olduğu meçhul kentinde yargılanıyorum.
-Sen kendinden
önce kimdin?
Ney’e önceydim,kamışa öz, üst benliğime özneydim.Aşkla çarpılınca yeniden doğmuş gibi oldum.
-Meğer insan sevince yeniden
doğuyor gibi oluyor.Yeniden
doğduğum bu sevdada, yenide
ölmenin tanımsız acılarını
yaşıyorum.
-Mahzun bir sızının sözlüğünde damlalarına mana
bulmaya çalıştım.
-Ürkütül demlerin
demliğinde akan yaşanırlık susturdu.
Göz bebeklerinden
okuduğum hayatı, şimdi senden uzak
hayallerle taşıyorum.
Tül perde
çekilmiş bir dünyan var.İçini görmek gittikçe zorlaşıyordu.
Anılar kokusuna
gül kokunu ekleyerek yaşadıklarım bile yeter .
Sensizliğin boşluğunda bir
hoşluk resitali. Bir
kimlik ekşisi, bir karakter
kofluğu, bir ego küflüğü, bir
içsel dramın filmi oynuyordu
Kendine dönüşlerde.
-Herkes biraz
doyumsuzluğa kıyı.Kirli emelleri
su yerine dökülüyor.
Bitmeyen çıkarlar çarpılıyor içimizde.
-Nefsine
yenilmişliği azim olarak görenlerin
çoğullarıyız. Anormallerin normalleştiği kendi kimliğinden kopuş sınırındayız.
Kültürel yozlaşma vizesiz girmiş
yüreğimizin cebine.Nefis neye yetiyorsa, ona yetiniyoruz.Yetimlik duygularımız
yok.Biraz tokluğun
Oğullanan nesliyiz. Dışımız arı görünümlü;ama kanadımız yok, güzel çiçeklerden besleniriz , balımız yok.
Al mıyız şimdi ak mı kara mı
sen söyle Bennara…
Sıralı cümlelerin
içinde sırlarım sıralanmış.Bir
izlence gömütündeyim.
Senli hazinemin diplerinde suskun
masallar okuyorum.Lal perinin
hatrını kazanmak için, dilsiz
romanlarım artıyor.
Okunuyor
veballerimin vebası, tabiatında.
Pişmanlığın pişmaniyecisi olup
mola verdiğin dinlenme tesislerinde aynı tadını sana sunmanın elemcisi,eylemcisi, aşk devrimcisi oluyorum.
Gülüşlerinizin
ardında kalan içsel
aydınlığın dilini çözmeye çalışıyorum.Bir sevgilinin gülüşü hangi manaların açıklanmamış adıdır bilemedim.
Bunca yanımda olan senli anı varken
neden kimsesiz bir bebek gibi
bir cami avlusundan bırakılmış,
sabah namazında herkes cemaatle
namazını kılarken emekleyerek onların
arasına karışıp herkesi
babası sanan anlatılmazlığın resmedilemez
anı gibiyim.
-Arayış da bir ibadettir sevgili. Doğruyu aramak, doğruyu bulmakta ibadettir.
-Damla damla
eriyorum orada.Herkesin güleç
yüzü olan bir bebek oluyorum birden.Herkes gülerek, severek kucakladığı sevimli bir bebek gibi.Görüntü
mutluluk, içsel çözültü derin
huzursuzluk filmi.
Yalnızlığın perişanlığına bırakılan bu ayrılığın
babası kim Bennara?
Bu mahzun , bu
aşk sütünden kesilmemiş, gönül dilinde senin emziği olan , manaların mamasıyla ,kavuşmanın hüzünlü
türküleriyle, acıklı filmlerin
müziğiyle , sensizliğin sahnesinde kalan, sevdamıza emekleyen bu
aşk yürekli bebeğin sevda anası sen nerdesin
Bennara?
-Öksüz bıraktığın öküz müyüm
şimdi. Ya da yetim bıraktığım
yetik ceylan mısın?
Nedenler neden bu kadar acımasız? Aşk
sorusu yok mu?
-İşte öyleyim, herkesin çok sevdiği, yüreğinin kucağına aldığı. Dışı güleç; ama içinde derin volkanların
kaynadığı anlar gibiyim.
Şimdi yalnızlığın
denizinde susayarak susa
susa suskun kaldığın güncelere imzasız manalar yazıyorum.
İç gözüme
kaçtı, içi boşaltılmış sözlerinin dumanı.
Çaresizce yağmur gibi inen damlalarına yandaş oldu vicdanım.Kendimle toplanmaya geldi içsel
bohemlerin.Fildişi kulemde bilinç
sancağı asılı ve sen de Aslı…Kerem olarak seni aramak, beklemek,
kördüğümlerini çözmek dışında çarem yok
Bennara…