Yıllar öceydi hangi yıldı hatırlamıyorum ama bir babalar gününde, çok sevdiğim kızımdan o zamana kadar hiç bilmediğim küçük bir hediye paketi almıştım aldığım hediyeyi merakla açtım baktım içinde binlerce küçük yarım cm 2 ebatında ya var ya yok, rengarenk renklerde küçük karton parçaları ve bir de yanında, onun nasıl kullanılacağını sonradan öğrendiğim bir parça yapıştırıcı vardı, önce buna bir alam veremedim bu değişik hediyenin, kutusuna baktım kutusunun üzerinde yarı Türkçe,yarı İngilizce olarak yazılmış “ROCKY MOUNTAINS mount shuksan U.S.A” diye yazılar yazıyordu.
Ve bir de bu hediye kutunun üzerinde çok güzel dağ orman ve ve göl manzarası olan neresi olduğunu sonradan öğrendiğim bir resim vardı.

Bu kutunun üstündeki resim Kanada ve Amerika arasındaki, karlı yüksek dağlardan çekilmiş çok güzel bir manzarası olan, bir dağ manzarası resmiydi.,
Sordum bu ne olacak kızım diye, onlar da bana baba dediler sen bu parçaları şimdi yerli yerini bulup birleştireceksin sonra da içinden çıkan bu yapıştırıcıyı içindeki tarifine göre parçalar tamamen yerine oturduktan sonra üstüne sürersen işte şu kutusunun üstünde gördüğün resmin üç boyutlusunu bir tablo olarak önünde bulacaksın dediler.
Ve sonra da onu güzelce çerçeveletip duvara asıp onu her zaman zevkle sen girip çıktıkça ya da otururken duvara bakıp seyredeceksin dediler.

Önce biraz denemeye çalıştım olmadı, dedim kızım bu çok zor bir iş ben bunu yapamam, ama öyle dedim ama serde biraz inatçılık vardı, ve mutlaka onu yapıp sonuca gitmek vardı kendime beceriksiz dedirtmek istemiyordum, ve mutlaka yapılması istenen şeyi benim inatlaşarak yapmam gerekiyordu ve en sonunda olan oldu evdeki odamın birini kapatıp oradaki masayı bu iş için ayırdım masanın üzerinde tam üç ay günde iki üç saat bazen dört beş saat sabırla çalışarak o küçük renk, renkli karton parçalarını yerli yerine bazen mercek de kullanarak yerini bulup koydum.”
Ha şunu da sizlere önce söyleyeyim, o parçalarda numara falan da yoktu, sadece onları kutunun üstündeki resme bakarak bir de parçaların renk uyumu içinde gerçek yerine oturup oturmadığını düşünerek bunu yapıyordum.
Sonunda aylar geçti ve sonunda bittiğinde önüme üç boyutlu harika bir parça çıktı karşıma ve resmin üzerine tarifine uygun yapıştırıcıyı da üzerine tarifine göre sürünce dört dörtlük üç boyutlu bir resim oldu.
Ve ben on, on iki yıldır, bu resim hala evimin duvarında duruyor ve ben bunu zevkle her zaman karşısına geçip seyrediyorum.
,

Gören de hep bana soruyor bunu siz nasıl yaptınız diye.
İşte bu babalar günü hediyesinden sonra bir emekli olarak benim bu pazılı döşemek ve başarmak sonunda bende bir tutku oluşturdu, bir zevk haline geldi benim için ve daha sonra başkalarını da yaptım gözümün şimdiki gibi bozulmadığı tabi ki eski o sağlam olduğu zamanlarda.

Şimdi sizler diyeceksiniz ki yahu bunları sen bize durup dururken bizlere sen niye anlattın ve sen neden bunları yazıyorsun, bize ne bundan.

Onu da söyleyeyim acele etmeyin arkadaşlar sabırlı olun ve biraz bekleyin.

Düşünüyorum da, şimdilerde birilerinin önünde ya da aklında pazılı yapılacak bir tablo bir resim var, ve bu bazıları bu pazılın parçalarını zaman içinde bir araya getirip ısrarla bu tabloyu ya da aklındaki resmi yapmaya çalışıyorlar ve de bundan bir türlü vaz geçmek istemiyorlar ve bu tablo da, bana göre ithal edilmiş bir tablodur.
Kesinlikle öyle Türk malı falan da değildir. Ama hiç birimiz bu tablodaki resmin, ya da yapanların kafasının içindeki bu resmin ne olduğunu bilemiyoruz, göremiyoruz ve o pazılı bunlar yapıp bitirince, ortaya karşımıza nasıl bir resim çıkacak tahmin bile edemiyoruz.
Gerçi ben bunu biraz bunu biraz olsun tahmin edebiliyorum ama, onu da uluorta burada söylemek istemiyorum varın gidin bu tablonun nasıl bir tablo olduğunu bu pazılın resminin nasıl bir resim olduğunu düşünerek sizler bulun.



( Bu Pazıldan Ne Çıkar başlıklı yazı Ahmet Yüksel tarafından 24.08.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.