VATANIMIZ DA MİLLETİMİZ DE BÖLÜNMEZ BİR BÜTÜNDÜR

Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul' u fethetme plânları yapıyordu. Daha
henüz 21 yaşında bulunan hükümdar, İstanbul'un fethine girişmeden
önce, halkını imtihan etmek istemişti. Sabahın erken saatlerinde
tebdili kıyafet ederek, Osmanlı'nın başşehri olan Edirne'de çarşıya
çıktı.

 Çarşının bir tarafından girip, alış veriş yapmaya başladı. Birinci
dükkâna varıp bir şey aldı. İkinci bir şey istediğinde dükkân sahibi
vermedi. Fatih Sultan Mehmet Han'ı tanımıyordu dükkân sahibi. Fatih
Sultan Mehmet mal olduğu halde neden vermediğini sordu.
Adam:
-Ben sana bir şey satmakla sabah siftahımı yapmış oldum, ikinci
alacağını da karşıdaki dükkândan al. Çünkü o henüz siftah etmemiştir,
dedi.
Fatih Sultan Mehmet memnun olmuştu. Öbürüne vardı, bir miktar mal
aldı... İkincisini istediğinde o da vermeyip komşu dükkâna gönderdi.
Böylece Sultan Fatih koca çarşıyı baştan sona kadar dolaştı...
Hepsinde aynı davranışı gözlemlemişti..
Aldıkları erzakı, medresede ilim tahsil eden talebelere gönderdi,
kendisi de saraya gelip Allah'a şükür secdesine kapandı ve şöyle dedi:
-- Ya Rabbi sana hamdolsun... Bana böyle birbirini düşünen millet ihsan
ettin. Ben bu milletimle değil Bizans'ı, dünyayı bile fethederim, dedi
ve İstanbul' un fetih planlarını hazırlamaya başladı.
51 gün süren muhasaradan sonra Bizans, Akşemseddin Hazretlerinin de
bizzat iştirakiyle fethedildi. İstanbul fethedildikten sonra, Osmanlı
imparatorluğunun merkezi Edirne' den İstanbul' a taşındı.

Gelelim günümüze, ekim ayında yirmi dört evladımızı bir kerede teröre
kurban verdik. Tüm ülkede bir anda zihinler karıştı, yüreklerde endişe
tohumları filizlendi. Halkımız saldırıyı lanetledi. Ellerimizde
bayraklar sokaklara döküldük. Düşmanlarımız ellerini ovuşturmaya
başladı. Bu saldırının öncesinde de ara ara şehitler verdiğimiz
olmuştu. Bütün bunlara rağmen ümitsizlik çukuruna düşmedik, geçmişte
daha büyük zorlukların altından kalktığımızı unutmadık. Bizler
bozgunda fetih rüyası gören bir neslin evlatlarıydık.

Aradan beş gün geçti Van'ın Erciş ilçesinde şiddetli bir deprem oldu.
Binlerce bina hasar gördü, yüzlercesi yıkıldı. Beş yüzden fazla
insanımız hayatını kaybetti. Van'daki deprem bize kısa süre önce
verdiğimiz şehitlerimizin acısını unutturdu. Tüm Türkiye tek vücut
olarak Van'a yardıma koştu. Herkes gücü nispetinde Van'a yardım
gönderdi, yetişkinler maaşlarından, çocuklar harçlıklarından
ayırdıklarını ihtiyaç sahiplerine gönderdiler düşünmeden. Hiç hesaba
katmadıkları bir şey vardı, Van'daki insanların çoğunun terör örgütü
PKK'nın kullandığı Kürt nüfusuna mensup olduğu... "Onlar doğulu, biz
Batılıyız" demedi kimse. Herkes sanki kapı komşusu göçük altında
kalmış gibi yardıma koştu.

İki hafta sonra milletçe Kurban bayramını idrak ettik. Tüm yurtta bir
bayram telaşı ve sevincini yaşadık. Akrabalarımızla, dostlarımızla,
komşularımızla hatta tanımasak da aynı ortamı paylaştığımız birçok
kişiyle bayramlaştık. Her bayramlaşma insanımızı birbirine
yaklaştırdı, her yakınlaşma kaynaşmayı beraberinde getirdi. Kurban
edilen hayvanlarımızın etlerini ve derilerini - başta Van'daki
muhtaçlar olmak üzere - titizlikle araştırıp bulduğumuz yoksullara
dağıttık .

Birbiri ardınca yaşadığım tüm bu olaylar, ülkemin insanına olan
muhabbet ve güvenimi artırdı. Aklıma birden Sultan Fatih'in halkının
hassasiyetine şahit olması geldi. Yıllardır süren bilinçli saldırılara
rağmen insanımız özündeki değerleri gönlünde yaşatabilmiş, bundan
sonra da yaşatabileceğine şüphem yok. Hiç şüphe etmeden diyebilirim ki
: Biz böylesine toplumu ayakta tutan dinamik değerlere sahip olduğumuz
müddetçe bizi kimse birbirimizden ayıramaz. Bu ülkede Türk'üyle,
Kürt'üyle, Arap'ıyla, Ermeni'siyle saymakla bitiremeyeceğimiz değişik
ırktan ve kültürden insanlarla yüzlerce yıl barış içinde yaşadık.
Bundan sonra da aynı barış ve uyumu sürdüreceğiz.
( Vatanımız Da Milletimiz De Bölünmez Bir Bütündür başlıklı yazı AbdullahGndm tarafından 21.12.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.