İnsan, samimi imanının derinliğine göre sever, sevilir. Allah’ın
yarattığı varlıklardaki sevgi, şefkat ve coşku meydana getiren yönleri
görebilir; tümünden haz alır. Gerçek anlamda iyi, şefkatli, merhametli
olmak imanın getirdiği birer nimettir; birer güzelliktir.
İnsan,
Allah’a aşkla bağlıysa O’nun buyruklarına çok titiz olur, en çok O’nu
sever ve en çok O’na saygı duyar. Bencil ve nefsine düşkün olmaz.
Şefkatli ve koruyucu olur, çıkarlarının peşinde olmaz; affedici olur.
Kişinin içinde Allah sevgisi yoksa yalnız kendi çıkarlarını düşünür,
affetmez, çıkarlarıyla çatıştığında ise sert davranabilir.
Sevgiyi,
güzelliği sağlayan her özellik Allah aşkı ve korkusuyla kazanılır. Bu
duygular insanların daha şefkatli, daha merhametli, daha sevecen ve daha
ince düşünceli olmalarını sağlar. Ve güzel ahlâkın kökenini oluşturur.
"Allah,
kullarına karşı şefkatli olandır". İnsan Allah’a yakın olduğu zaman
O’nun sıfatları, üzerinde tecelli eder. Müminlerin şefkat ve merhameti
Allah’ın merhametinin bir tecellisi olduğundan Allah’ın hoşnutluğunu
gözeten bir merhamet şeklidir. Merhametlerinde aldıkları ölçü
Kur’an’dır. Kuran’ın dışında bir sistemi ölçü alan merhamet anlayışı,
"Rahmanî" değil, "şeytanî" bir merhamettir.
Kur’an ahlakını
yaşayan insan, binlerce kez hata yapmış da olsa sevdiğine karşı
merhametli ve her koşulda bağışlayıcıdır. Asıl bağışlayıcı olan
Allah’tır; cezayı verecek olan insan değildir. Bağışlamak sıkıntı, azap,
çile içinde olmamalı, içten olmalıdır. İntikamın şeytani bir tadı
vardır; insan gönülden affetmeli, şefkatle bakmalıdır. Affetmek,
müminler arasındaki sevgi zeminini oluşturmada Allah’ın sunduğu sayısız
nimet ve güzellikten biridir.
Mümin, insanların her zaman için
iyiliğini ister. Kendi sonsuz hayatını düşündüğü gibi, insanların da
ahiretini düşünür; hata yaptıklarında uyarır, kötülükten engellemeye
çalışır. Kendi için ettiği dualarında kardeşlerini asla unutmaz.
Sevgisini
Allah sevgisi ve hoşnutluğu üzerine kurmuş insan, hata da yapsa sevdiği
kişiye îmanından kaynaklanan şefkat, merhamet ve bağışlama ile
yaklaşır. Ve inanan insanın, karşısındaki kişiye sevgisi, yaşlılık,
sakatlık ya da maddi kayıp gibi durumlarda olumsuz etkilenmez. Aksine
merhameti artar.
Allah için yaşanan sevgide sadakat, şefkat,
merhamet ve bağışlama vardır. Allah için yaşanan sevgi, süresiz ve
sonsuzdur. Bu sevgi, önce dünyada ve ardından sonsuz yaşamda devam
etmeye kilitlenmiştir. Müminlerin birbirlerine olan sevgileri ve
birbirlerine karşı olumsuz duygular taşımamaları, Allah’ın samimi
kullarına nimetidir. Bu nimet, “Onların göğüslerinde kinden (ne varsa
tümünü) sıyırıp-çektik, kardeşler olarak tahtlar üzerinde karşı
karşıyadırlar. (Hicr Suresi, 47) ayetiyle bildirildiği gibi, ahirette
tam anlamıyla yaşanacaktır.
İmam Rabbani, müminlerin, Allah’ın yarattıklarına duydukları şefkatin önemini şöyle tarif eder:
"Allah’ın
emrine tazim (saygı) ve Allah’ın kullarına şefkat; her ikisi de, ahiret
azabından kurtulmak için, iki büyük asıl köktür." (İmam Rabbani,
Mektubat-ı Rabbani, 98. Mektup)
Allah’ın buyruklarına uymak ve
O’nun yasaklarından kaçınmak kadar, kullarla iyi geçinmenin de aynı
ölçüde gerekli olduğunu söyler ve şöyle devam eder İmam Rabbani:
"Allah’ın
emrine tazim (saygı), Allah’ın yarattıklarına şefkat... cümlesi, bu iki
hakkın edasını açıktan beyan edip her iki mananın riayetini
(uygulanmasını) lüzumlu kılmaktadır. O iki işin birini yapıp birini
bırakmak, küllü (bütünü) bırakıp cüzle (parça ile) yetinmek gibi olur
ki; kemal sıfatını almaktan uzaklık ve bu hususta kusur sayılır. Bu
hususta düşüncesizlik iyi olmayacağı gibi; hiçbir iltifatta bulunmamak,
aldırış etmemek uygun değildir." (Mektubat-ı Rabbani, 170. Mektup)
Kur’an Sevgi ve Merhametin Sanatıdır
Müslümanların
acı çekmelerinin nedeni; şefkati, sevgiyi, merhameti öne
çıkaracaklarına, kine, nefrete yanaşmalarıdır. Nefis nefrete, öfkeye,
kine daha yatkındır; daima savaşı ister. İrade ve akılla dostluk,
kardeşlik elde edilir. Sonuna kadar barışı, kardeşliği savunmak,
affedicilik imanla olur.
Gerçek ve kalıcı sevgiye ulaşabilmek
için, öncelikle Kur’an ahlâkı yaşanmalı. Allah’ın hoşnutluğunu ve
sevgisini kazanmak için güzel ahlak gösteren insanlar, birbirlerini de
Allah rızası için severler. Böylelikle sevgi, şefkat, merhamet ve
hoşgörü -Allah’ın dilemesiyle- toplumun geneline yayılır.
Kadın,
erkek, anne, baba her Müslüman için örnek kişiliktir
Peygamberimiz(asm); O, yolumuzda ışıktır. Allah, O’nun kalpleri imana
ısındıran ve Kur’an ahlâkına yaklaştıran sevgisini, ince düşüncesini ve
şefkatini kalplerimize raptetsin, o “İlâhi rahmetin parıltısı” ile
ruhlarımızı aydınlatsın…
Çünkü; “merhamet etmeyene merhamet edilmez.”
Fuat Türker
(
Merhamet İnsanlığın Sanatıdır başlıklı yazı
fuatturker tarafından
29.12.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.