Şanslıyım ve
şükrediyorum: O benim, sadece benim annem, tabii kardeşimi saymazsam. Ama yine
de benim bir on yıllık üstünlüğüm var. Hem ilk göz ağrısıyım hem de anneme
birikmiş bir on yıllık faizle sahibim, ne de olsa kardeşim benden on yıl sonra
doğdu. O’nu asla paylaşmam diyordum ama elim mahkûm bir abla olarak.
Yıllar geçip
yaş kemale erince annemi daha iyi anlar oldum. Hem empati kurma yeteneğim
gelişti hem de hayatı daha iyi ve daha farklı sorgular oldum.
Herkesin
annesi mükemmel, kutsal ve fedakârdır; ama benimki sanki daha bir farklı, özel
ve sevgi dolu. Bir insan bu kadar mı verici olup kendini hep ikinci plana atar.
Gelişimim boyunca O’nu bu yönüyle öyle iyi tanıdım ki… Kendimi bildim bileli
kendisi için bir şey istediğini ya da kendi adına hareket ettiğini hiç
görmedim, buna hiç şahit olmadım. Adeta kendi istek ve arzularını yok sayar her
şeyden kendini soyutlar.
Öyle güzel
sıfatlar var ki O’na yakışan. Örneğin kıskançlığın ne olduğunu bilmez, asla ve
asla egoları yoktur, yetinmeyi bilir ve daha ne güzellikler daha sayabilirim
O’na dair.
Bizimle
mutlu olur, bizimle ağlar, biz ne kadar O’nun dünyasıysak O da bizim için çok
özel ve tektir.
Öylesine
tutumlu ve pratiktir ki; işte çeliştiğimiz ender noktalardan biri. Bana bazen
zaman ve günler yetmez iken aynı işi aynı performansla bir çırpıda bitirir. En
çok da buna şaşarım:’’Nasıl akıl edemedim ben’’ diye yerinip dururum. Ben ne
kadar tüketim odaklıysam O da tam tersine tasarruf odaklıdır. Bu yüzden sık sık
birbirimize muhalif oluruz.
Hayatta her
şeye katlanırım; O’nun gözyaşlarına asla…
O benim dünyam, her şeyim. O benim ‘’Kıymetlim’’.Hayatta her şeyden vazgeçerim, O’ndan bir an bile uzak kalamam. Dünya bir yana annem bir yana. Dünya bir yana tüm anneler bir yana. Her anne özeldir. Hepsine sonsuz sevgiler ve saygılar…