Yaraydı kabuk tutmadı
Yaraydı aslı astarı kanattı
Yaraydı bir armağandı
İmtihandı çok şükür
Varlığının idrakine
Aldanışlarımdı
Takvimlerin
Kadim intiharıydı
Adını çağırdığımdı
İki dudak arası zikrim
Görmezden gelemediğim
İçimde su görmez çöl müsün?
Yağmur duasını ettiğim
Sen diyarında gökyüzünü seyreden
Gülüşümü ödünç alıp serçelerden
Sana en afili yalnızlığımla geldim
Bu yüzden mahzun uçar şehrinin kuşları
Bu yüzden gök kubbeden düşecek kanatları
Merhametin yokluğunda
Vicdanın insafa gelmediği yerdeyim
Tabiat vazgeçti yeşermekten nerdesin?
Firdevs’i a’la mısın? kul
Atsan atılmaz satsan paha biçilmez
Aşkından ölmek için geçtim sıratından
Ki cennet sana haram kılındı
Ben cehenneminde yanarken
Her bakış gözlerinin bahanesidir
Ne görülür ne bilinir ne duyulursun
Yoktur izahı kendinden vazgeçişin
Kırk yıl hatır güderken mağrur yüreğin
Bir fincan kahvenin köpüğünde misin?
İnsafa gel kul
Sancıların sıklaşmakta
Aslına bulandığımdın,
Aslımı unutturan
Yeminle
Sen aşkı bilemedin
O seni bilse dahi
Bir elif miktarı titre beni
Ölümü doğuracaksın
Yüreğin bana zemheriyken
Henüz serçeler ölmemişken
H/içlendiğimden habersizken
Bir gün/ahımdan sorulac/aksın
O gün bende d/eğil/sen
Söyle kimde doğrulacaksın?