Bazen toplumun ve kişilerin sancısını derdini duymak için kulağı, gözümüzü ve dilimizi kısacası diğer bu duyu organlarını yaratılış gayesi olarak açmak, duymak görmek ve söylemek ve gerekeni yapmak için kullanmak zorunda olduğumuzu unutmayalım.Bu duyu ve duyularımızı kullanmadığımız zaman bu duyu organlarımızın bir anlamı ve manası olmaz; ferdi olarak değil toplumsal olarak da bu duyu organlarımızı kullanmak zorunda olduğumuz bilincinde olalım.Hayatın bir başlangıç ve bitiş çizgisi vardır,bu başlangıç ve bitiş çizgisinin içini değerli olan;iyilik,yardımlaşma,merhamet….değerlerle doldurmamız gerekir ki,değerli olalım,hayata ne değer katarsan o kadar değerli olursun.Hayata hiçbir değer katmazsan hiçbir değerin olmaz sap gibi ortada kalırsın. Yoksa acıların ve feryatların karşıda duyarsız kalırsak,aynı feryat gelip bizi bulduğunda,diğer insanlarda duyarsız kalır ve buda çok acı ve insanlık onuruna yakışmayan bir davranıştır.Beden ve ruh.Asıl olan ruhtur,beden ruhun giydirilmiş elbisesidir,nefis insandır,insanda nefis dir.Nefsini bilen Allah'ı bilir Allah'ı bilen merhametli olur,duyarlı olur ,yardımsever gönüllü olur.Ruh ve bedene gelince Ruh elimizden Azrail meleği ile alınca beden elbise gibi yere yığılır ve değersiz kalır yani cansız kalır-"Bu arada Azrail Alemlerin Rabbi olan Merhameti sonsuz Rabbimin hizmetindedir ve onun arasında yoldur bu nedenle Asıl olan elimizden alınarak asıl sahibine götürenin yanında ölümden korkmamalı çünkü o Merhameti,keremi…..sonsuz Rabbime kavuşmamız için yolda bize yolculuk eden yoldaki yol veya yolcudur bizimle"-Gelelim konumuza beden cansız kalınca aslı olan toprağa gider,ruhta Asıl olan yerine gider.Önemli olan bedene hayat veren ruhun içini yaşarken içini güzellikler ile doldurmak ve asıl sahibi olan Rabbimize teslim etmektir.Dünya malı,metası ölünce elimizden alınıyor ve geride kalıyor ve biz o dünya malı ile o Ruhumuzun içine birşeyler kattı isek ne mutlu,katmadı isek hesabını vermek zorundayız.Rabbim cümlemizi içine iyiliklerle,merhametle,hissiyat ve duyuş ile duru gönül ile doldurarak teslim etmeyi cümlemize nasip etsin. Nefise gelince,nefis ve insan iç içe ve şeytan ise etrafında dönen yoldan çıkaran bir melundur.Nefise kolay gelen şeytandandır cehenneme götürür,nefise zor gelende imandandır cennete götürür.Şöyle izah edelim;Sana yolda geçerken birisi omuzu ile çarptı ve sende hiddetle dönerek önüne baksana ö..z dedin ve araya şeytan girdi ve senin ağzından girip burnunda çıkmaya başladı,ve ortam kavgaya dönüştüğü an şeytan senin karşında halay çekerek uzaklaşır ve gider ve sonucunda kavga vs günaha girme ve devam eden hayatta sonucunda cehenneme kadar giden bir süreç.Tam tersi sen adama çarptın adam sana aynı sözleri söyledi,sen ise
-Bey efendi,özür dilerim.İstemeyerek
oldu,kusuruma bakmayın
Der
isen ve karşındaki hala devam ederse taşkınlıkla ve aranızda şeytan
şaşkınlıkla ve kızgınlıkla sana bakıyor ve seni ele geçiremedi karşı tarafa
geçti,ve sen hala nazik ve kibar olarak-Bu durum çok zordur ve nefise zor
gelir-devam ediyorsun karşı tarafı sakinleştirerek gönlünü alıyorsun ve şeytan
un ufak olarak dağılıp yok oluyor ve kazandığın iyilik ve cennete yol olarak
sana dönüş bileti oluyor.Rabbim nefsimize ve şeytana uyacağımız an ,bizleri
uymayanlardan eylesin,dünyada ve ahirette iyilik versin,dünyada ve ahirette
kendisi ile olanlardan eylesin,bizleri din ve iman üzere yaşayanlardan ve ölenlerden,peygamberimizin şefaatine
erenlerden ,cenneti ve cemaline görenlerden eylesin Rahmeti ile merhameti….ile.Amin.İNŞALLAH.