Abası kırk yerinden yamalı,
mümin
olmak ne güzel olurdu.
Hayatında
hiç harama bulaşmamış,
haram
yememiş olmak ne güzel olurdu,
Allahın
izni ile.
Elbisesi
yamalı idi lakin,
gönlü
ve hayatı yamalı olamazdı.
Fakirdi
yoksuldu olurdu ama
merhametten,
anlayıştan yoksul olmazdı.
Kocaman
bir merhamete sahip yüreği olurdu.
Allah
ve Resulü ile Kuran ile olmuş,
kul
oluşu ve iman ile coşmuş olmak ne güzel olurdu.
Solmuş
hayatı olmazdı.
Hayata
ve insanlara küskün uzak olmazdı.
Bunlar
mümini gerçek bir hürriyet sahibi yapardı.
Rabbinden
başkasına boyun eğmezdi.
Allahın
emrine sarılırdı sıkı sıkı es geçmezdi.
Sadece
böyle özgür olunurdu bilirdi.
Ubudiyet makamı Salih
kula mahsustur ve o kula aittir öğrenirdi.
Allah ile Kuran ile
iman ile Resul ile olana,
Allah onu birine nasip
etti mi, artık o hazinelerin hazinesini,
bitmek tükenmek
bilmeyen ile olurdu hem de,
kalplerinde
sürekli duydukları,
sevinç
huzur ile dolu olurdu müminlerde,
Allah tarafından yardım
görmüş olurdu.
Aldığınıza dağıtır âleme
mümin.
Âdil
olur adil olmayanları adil olmaya çağırırdı.
Allahın
yasaklardan şiddetle kaçınır
Allah,
insanı,
Şerefli
ve kerametli yaratmıştır, (isra/70)
A'raf
suresi 179. ayetinde kalpleri olduğu halde anlamayan,
Gözleri
olduğu halde hikmetleri görüp sezmeyen,
kulakları
olduğu halde doğruyu duymayan insanların mertebece
aşağıda
ve gaflet ehlinden oldukları bildirilir.
Allah
ve Resulü ile Kuran ile iman ile olan
Allahın
izni ile bilir.
Adın
anar her an Rahmanın huşu ile gönülden.
Gönlünü
yönünü çevirir Rahmana özünden.
Döndürerek
yönünü etrafında döner kuranın sözünden.
Tutunur
Allahın ipi olan Kuranından.
Resulün
sünnetinden.
Şeytani
ve nefsi ambaleden kurtulur,
mümin
bunlar ile Allahın izni ile kendiliğinden.
Hürriyetinin
kısıtlanmasını ortadan kaldıran.
Doğrudan
koruma alanın bu olduğunu bilir mümin.
Yolsuzluk yaparak kazanç elde etmez mümin.
Kötülük
yapanın, sonunda yaptığının,
cezasını
mutlaka çekeceğini bilir mümin.
Mümin
bilir ki
Allah
boşa gayesiz, hedefsiz bir iş yapmaz.
Sırları
kavrar boşa koşmaz.
Allah
ismi ile inler kalbi şaşmaz.
Her
şeyin evvel ve ahiri Allah'tır bilir bu nedenle korkmaz.
Allahu
Ekber.
Allahın
izni ile.
Herkesin
aklına ve idrakine göre söz söyler.
Güler
yüzlü, tatlı sözlü olur diller.
Merhamet
ile bakar o müminde gözler.
İnsanların yıkık
kalplerini yapmayı sever.
Hatırlarını hoş etmeye
düşkünlüğü ile gezer.
Gözleri,
onları insanları incitmekten sakınır hemen sezer.
Fakir, zengin ayırt
etmeden, selam eder.
Kim davet ederse etsin
icabet eder gider.
Karşılaştığı
bir kimseye ilk selam verir güler.
Hususi
olarak çocukların yanına gider.
Mümin
ve arif olan uyanıktır, bilen sezen,
anlayışlıdır
mümin olan.
Sağlam
bir gönülle Allah ile beraber,
Başarı
elde edeceğine inanır mümin olan.
İnsanlara
güvenerek,
bir
topluluğa dayanma birlik ve beraberliği aşılar,
bu
çaba içinde olur mümin olan.
Başaramayacağı
işe girişen kişiye o işe girişmesine,
sebep
tek başına olursa başaramayacağını da,
ayrıca
kendisi ile olanların el çekmeleri durumunda,
desteksiz
kalacaklarını da hatırlatır.
Bunun
yok oluşa gideceğini de hatırlatır mümin olan.
Bununla kulun nefsinin
ve nevasının hazları örtülür bir bir
Sonunda, Allah onu
kulluk nimetlerine daldırır umman umman
Âlemde sadece kendisi
ile meşgul eder.
Allahtan aldığını
insanlarla paylaşır zevk ile pay eder.
İman ile şerefli ve
cömert olunur iman ile gezer.
Hürriyet
sahibi olanlar, hür kişiler iman ile gezmeyi bilir ve de sezer.
Allah’ı
kuranı Resulü bırakmaz gönlünde onlar ile gezer.
Ambale: Birini düşünemez duruma getirmek, çok
yormak,
Neva: Güç kudret