1
Silik gölgelere sor
beni
Ve sesimin çarpıp
çarpıp
Yankılandığı o boş
duvarlara.
Üç beş resimden ibaret
Dünden kalan;
Günüm ise esaretinde
Geçmekte olan zamanın
Ve de hükmünde, bilip
bilmeden
Çekip giden
Dost geçinen
vefasızların.
Yarını mı kaldı ömrümün
Soğuk iklimlerinde
Bu boş şehrin,
Karayelin azizliğine
uğradı,
Nöbetlerde bedenim.
Kifayetsizdir artık
duygularım,
Sırnaşırken sefil
yalnızlığım.
Sessizlik ise tek
şahidim,
Ben hıçkırırken için
için.
Duymuyorlar,
görmüyorlar,
Kaybetmişken ben bile
kendimi;
Hiçim, ötesi yok.
Susma hakkımı
kullanıyorum,
Sanık sandalyesinde
Kelepçeliyken yüreğim
Ve tek konuşan
Yaş içindeki gözlerim;
Ki kaldıysa
Birkaç damla göz yaşı,
İnan ki hasrettir
Beni benden eden mihenk
taşı.
Garip gönlümüm baki
kalan
Tek yoldaşı,
Mevlam’dan gelen
O sonsuz huşu içindeki
Ruhumu aydınlatan
Nurla dolu ışığı.