Bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl güler?(1)

Dikenden gül bitiren, kışı da bahara döndürür

Selciyi hür bir hâlde yücelten,

 Kederi de sevinç haline sokabilir' diyen,

 

Bu işin sancısını çeken ve çevresine her daim

 İstikbalin gür sesinden muştular saçan

Hz Mevlâna ve ondan sonra vücut bulacak olan Mevlevilik,

 Osmanlı'yı hiç terk etmedi,

Tahta oturan her padişahın kuşağını dualarla bağlandı.


Evet, kader, Anadolu'yu,

Hakk'ı temsil makamını yüzlerce yıl bihakkın ifa edecek

Osmanlı için yoğurmuştur.

Anadolu irfan ve aşk ile mayalanmıştır.

 Anadolu insanı, adı geçen şahsiyetlerden

Aldığı feyizle yaşamamış, yaşatmıştır.


Yurdunu ve sıcak yuvasını arkasına alarak,

 Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem)

Yüce adını, sahabe misal bir ıstırap ve aksiyon ile

Güneşin doğup battığı her yere

Ulaştırabilme gayreti içinde olmuştur.

Aşk ve irfan ile mayalanmış,

 Hafızası bu şekilde kurulmuş

Anadolu, yirminci yüzyılın başlarında

Bir kere daha hafızasının uyanmasıyla

Kendinden dışarıya ve uzağa doğru yola çıkmıştır.

 

Bu alperenler, Hz. Mevlâna'dan,

Yunus Emre'den, İbn Arabî'den,

Bediüzzaman'dan, 

Fethullah Gülen Hoca efendi’den

Kalplerine ve zihinlerine vuran bir irfan ile

Bütün dünyaya açılmış ve açılmaya devam ediyorlar.


Evet, yine kuşatıcı, müşfik bir geniş görüşlülük çiziyorlar;

Ancak bu politik ve siyasî emperyal

Maksatlarla ilgili bir misyon değildir.

Onlar, dünyevî, seküler bir iktidar düşüyle

Hareket etmiyor, insanların kalplerine ve gönüllerine gidiyorlar.


Bu gidiş, mercek altına alındığında,

Bizatihi 'gidiş'in kahramanı ve öznesi olan insan tipine yoğunlaşıldığında,

Ete kemiğe bürünmüş bir aşkla, bir irfanla,

Bir kendinden vazgeçişle karşılaşılacaktır.

Bu gönül insanları, olsa olsa aşk ve irfan dergâhlarında

Mayalanmış modern zaman dervişleridir. 


Zül’üme karşı çıkan panzehirlerdir

İmanı ile yaşayan

İmanı yaşatanlardır

Allahın ismini gönlünde yaşatanlar

Kuranı Resulü yaşatanlar

Yaşatılması için

Gecesi ile gündüzü ile hep gayeleri bu olmuştur.(1)


Zül’üme karşı çıkan panzehirler gibi olan gönül insanları

Sizler gibi panzehirlere ihtiyacımız var

Panzehir olanlarımız var lakin onları da kabul edecek

Saracak gönüllerden uzağız


Gönüllerimizde gül yetiştiremedik sizler gibi

Gönüllerimizi kin sarmış ayrılığın tohumları serpilmiş

Ayrılığın çınar ağacını bedenimizde yetiştirdik

Bedenimizi gönüllerimizi ayrılığın  dikenli telleri ile çevirdik


Ruhumuz körleşmiş

Kabullenemiyoruz

Aramız da sizler gibi olanlardan kalanları da

Kabullensek de araya nifak sokularak hırpalayarak

Sizin gibileri başka ülkelere göç ettiriyorlar arsızca

Kelimelerin narin boynuna yapışarak bir şeyler yazanları da

 İçlerinde aydınlık ışık taşıyanları da

Kimse görmüyor

Narin o narin parmakları kırılırcasına

Yazdıkları da okunarak gönüllere yerleştirilmiyor


Cansız bedenlerimizle duvar dibinde fırlatıldık

Kaldık şeytanla yandaşları ile baş başa kaldık

Mikroplarla baş başa kucak kucağa yaşar olduk

Panzehirimiz kalmadı.


Yüce Rabbim

Bizlerin kalbine Merhameti yerleştir

Birlik beraberliği yerleştir

Merhametini gönüllere yerleştirecek nesiller yetiştirmemiz için

Bizlere yardım et

İNŞALLAH.

Kaynak:

KAYNAK:

1-http://www.sizinti.com.tr/konular/ayrinti/mayalanan-anadolu-ve-dervisler-eylul-2013.html

Mehmet Aluç

Sinada Dergisi

Ankara temsilcisi

( Zülumun Panzehirleri başlıklı yazı kul mehmet tarafından 21.09.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu