Ocak  çisentileri

Çiğ de inci kırağı da gümüş

Demiştin

Ocak çisentilerinde bir sabah

Saat: 06.30

Kırılmış uçurtma ayları

Ocak süprüntüleri

Kapımın önlerine dağılan

Ölü gül yapraklarını topladım

Geçen yüzyıldan kalan bir dolu yılan !

Dediler ki Hayat yok hatıra çok

Her şey yalan hiçbir şey

Yok yok...  yok yok

 

şubat anısı

Bir şubat anısı oldun

Ne  eylüldü ne de temmuz

Karda izler sen olurdun

Hava soğuk yüreğim buz…

Bir şubat anısı oldun

Bitmez aşkım tek gerçeğim

Bak avuçlarımda soldun

Ölme kardelen çiçeğim

Öl-me… öl-me

 

Mart küllerinden önce

Gökyüzüne yuvasız kuşlar çakıldı

Beni de aldılar yanlarına

Ruhum uykuya daldı

ilk insanın gözyaşlarında

hangimiz bir mart sabahı yıkandık

ben mi…sen mi…

Mart yağmurlarında karanlığım

Hangi aydınlık

 güneşin ilk doğduğu güne götürürdü bizi

sen mi…ben mi…

 

Nisan yağmurları

ıslak bir sokak ortasında

kırılmış çini bir vazoyum ben

rengim sesim tıpa tıp

ve salkım saçak  çatılardan

damlayan yağmursal  melodi

şıp şıp …şıp şıp

 

mayıs güneşi

hadi Sokratı karşılayalım yine

sokak başında  göz göze gelmek

mayıs yağmurlarında bir filozof sesi

mayısta ne güzel sokratı sevmek….

ATATÜRK caddesinde  yağmurdaki gün

Anıt meydanından getirdiğim arapsaçı düğümü çöz

Gittiğin gün tüm aylarda parçalandı sokratın yüzü

Sadece sepya fotoğraflarda

Güneşten gelen binlerce

Göz göz… göz göz

 

Haziran yanığı

Üfledim

Üf dedim gül yanıklarına

Yağmur iplik gibi göründü geçti

Hafiften bir arabesk dönsün

Eski pikaptan

Çocukluğumuzu çıkardık

Ölmemişim daha…

Sol yanımda bir kalp sesi

Tık tık …tık tık

 

Temmuz  gülleri

Vücudumdaki damarlardan

Bir harita çıkarabilirim sana

Her yol yürek

Her yol yağmur

Her yol sevgiye çıkacak

Pir i reisin haritasındayım gizlendim

Çözemezsin bu sırrı

İstersen tüm haritaları ve damarlarımı

Yağmur yangınlarıyla

Yak yak… yak yak

 

Ağustos fotoğrafları

Kirlendim

Bir ölü edasıyla geldi

Ağustos fotoğrafları

bulanık yağmurlar kadar
makamdır
bilerek

bir uçurumun
uçurumunu selamlarım
gözlerimin pınarından

dü-şe-rek

 

bir eylül hatırlıyorum

sarı montum

umutlarım

gökteki o bulutlarım

ilk aşkım

ayrılıklarım

bir eylül hatırlıyorum

hüzünlü yağmurlar camlarda pus

sus ne olur tanrılar aşkına sus

eylül sarısı saçlarımda

sus sus …sus sus

 

 

ekim melodileri

eski bir radyoyum ben

ya da laterna belki

yağmurlu uzak bir kentte

tuvalde bir martı

denize daireler çiziyor

 demek ki yağmurlar başladı

bir meydanda hüzün çalan bir gitarist

gözlerinin siyahından çay içmiştim

la minör notalara gizlemiş

ekim yapraklarını

bir gitar resitali  çav bella

düşüyor  damlalarla

sol la …sol la

 

kasım sendelemesi

bir kirpik kırılması

giderayak angut kuşu  çığlığı

yüreğimde çakılı son bakışın

rüzgar çanlarını durduramıyorum

uğulduyor kulaklarım

(yoksa beni mi andın )

çın çın …çın çın

 

aralık  hüznü Şeyda

son kasımpatılar kalmış saçlarımda

sigara yanığı fotoğrafları yedik birlikte

bir balkon kedisi olduğumuz  zamanlarda

şimdi sadece bir ismi sayıklıyorum aşk dan da öte

senden öte ve her şeyden beride bin ah!

sana ilâh bana her şey

la ilahe illallah

AL-LAH… AL-LAH…

          Ayşegül aşkım karagöz

( Yağmur Yıllığı başlıklı yazı ayşegülaşkım tarafından 27.11.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu