Pazar günlerini sevmeyenlerin
Aylak yüzlerinde büyüyen çarşambalar gibi
Gün geçtikçe çoğalıyor dokunulmazlığın…
Yoksa sen dokunulmayan bir şey misin ?
Rüzgar gibi, bulut gibi…
Yıldızlar kadar uzak, yıldızlar kadar..
Yanı başında uyumak ama dokunamamak..
Hırçın ellerinin alacakaranlığında savrulmak..
Yerin yurdun yok belki de ,
Olsaydı bulurdum seni elbet ,, yüzyıl aramazdım böyle
Sahi adın neydi senin ?
Aşk, sevda, ateş..
Kim ne yakıştırırsa onu kuşandın, biliyorum
Küfür ve özür dolu hayatların değil,
Sonsuzluğun yoldaşıydın,
Bunu da biliyorum
Yine de neye benzer/di yüzün ?
Bir meleğe mi, saçında kırmızı tokasıyla ?
Yoksa gece yarısı rüyası mıydın ?
İçinde deniz kokusu ve çakıl taşları olan..
Neye benzer/di güzelliğin ?
Kimsenin fark edemediği,
Etse bile dile getiremediği güzelliğin..
Bedenin,
Ellerin,
Gözlerin,
Dudakların değil..
Ruhumdan küçük bir parça taşıyan kalbin..