Hiç Kalıyor Geriye
Ömür tüketen bu eski kentten göçsem
Ya da Yedikule zindanlarına hapsetsem bedenimi
Karanlık ve rutubet, tımar eder mi sensizliğimi?
Yalnızlığımın çirkinliği çatlatırken aynaları
Ben ne zaman düşlesem seni
Olur olmaz bir zamanda
Çocuksu bir gülüş yerleşir
Dudağımın en ücra köşesine
Ah bu ahbaplığı yağmurlarla, gözlerimin,
Ben bir ağlasam,
Bulutlar bin kez can verir göğün yüzünde.
Şimdi sevgili, şiirlerimi kesip şah damarlarından,
Yalnızlığımın kuyusuna hapsedeceğim,
Böylece umuyorum ki seni daha kolay unutacağım…
Öpsün şimdi saçlarımdan ay,
Yakamozunu sersin avuçlarıma,
Böyle kederli zamanlarımda,
Türküler içiyorum yudum yudum,
Bu sarhoşluğum sanma meylerden,
Beni lal bir sermeste çeviren,
O meneviş rengi gözlerin.
Siliniyor tenimden nefesinin izi
Parmak izlerin siliniyor saçlarımdan
Ah sevdiğim
Parça parça siliniyorsun göğüs tahtamdan
Hiç kalıyoruz geriye
Çok sevmelerden
Hiç kalıyor geriye…
g.sarıoğlu