Kalabalık yalnızlığımın izdüşümünde ne varsa biriken içimde, kelime kelime düğümlenmekte boğazımda. Öyle ki; yeri geliyor susuyorum konuşmam gereken yerde ve yerli yersiz serzenişte bulunuyorum: Kime ya da neye ya da su misali akıp giden yıllara mı serzenişim yoksa kendime mi, kim bilir? Ben bile bilemezken…

 

Sayısız soru ve bir o kadar şık eşleşmeyi bekleyen. Bu da büyük başarı doğrusu, en azından olası seçenekler bir bir önümde ve bana düşen soruyu ve cevabı bir araya getirmek. Zira değil cevapların soruların bile varlığından bihaberdim.

 

Belki de çok büyütmekteyim gözümde soruları ve sorunları. Yoksa sorun bile mi yok ya da bir handikap mı tüm olanlar.

 

Görünen ne varsa ya da görmek istemediğim yoksa kifayetsizliğim mi önümde serili gördüğüm bariyerler. Sorun yaratmaya muktedir kim ya da ne varsa yoksa ben mi bu denli kötümserim?

 

Bardağın yarısı boş mu dolu mu yoksa? Sahi bardak kırık mıydı da ben hala içinde su var sanıyorum?

 

Tamam tamam bardak tam da önümde üstelik tam da susamışken iyi oldu onu görmem. Aslında bardak hep önümdeymiş de ben nedense başka yerlerde aradım. Varsın içini boş görsün kendinden bile bihaber olanlar. Umurumda bile değil.

 

Güzellikler yaşanmak için, kötülükler ve çirkinlikler ise umurumda bile değil.

 

Bana sunulan ve öngörülen her ne ise sadece ve sadece bana ait. Tıpkı benliğimin ve ruhumun bana ait olduğu gibi.

 

Her birimiz gibi ve her birimizin tek ve özel olması gibi.

 

Amaçlarımız ve hedeflerimiz: Tek tek ne varsa bize sunulan, kabul ettiğimiz, kabul gören ve yürümek istediğimiz yol; istediği kadar engebeli olsun ya da dümdüz ya da nasıl algılıyorsak.

 

Ama tek gerçek var: İnanmak ve istemek ve alabildiğince duyumsamak. Kendini duyumsamak, kabullenmek ve sevmek kısaca. Alabildiğine kırmak zincirleri. Farkındalık düzeyini arttırmak ve çıkmak o kısır döngüden: Belki yılların hegemonyasından kurtulmak belki yeni bir gelecek inşa etmek ve belki de geçmişi silmek adına. Ne getirisi olabilir ki mazinin ket vurmanın haricinde…

 

Sadece önüne bakmak; dosdoğru ve ilerlemek o çiçek bahçesinde ara sıra dikenler acıtsa da canını.

 

Yanlış şıklar o kadar bariz ki: Doğru şık tam da önümde ve ayan beyan ben buradayım, diye bağırmakta üstelik…

 

Gerçek olan ise sadece elimde tutup, sıkı sıkı sarıldıklarım: Üstelik hiç olmadığı kadar sevip kabullenmişken…

 

 

 

 

( Gerçek Olan... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 21.03.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu