İllikle sabah namazı arasında, üç aylarda başladığım hatimi okumayı sürdürüyorum. Olacak ya, orucun yarısı ve Kuran’ın yarısındayım. Mushafa göre okusam, yol yarı sayılır ama ben Kuran’ı “iniş sırasına göre” okuyorum. Kendimce buna “Aşamalı Kur’an” diyorum.

“Gece yolculuğu” diyorum çünkü İsra Suresi’ndeyim. Bundan 28 sene önce, yine böyle bir gece yürüyüşüne çıktığımda, haneye bir misafir gelmiş, adını “Esra” koymuşum. Bulunduğum durak hatırına… Sonra moda oldu; ana-babalar kızlarına Esra adını koydu. Anlamını anlamadan. Başta benimki olmak üzere, adlarına layıklar mı acaba? Bilmiyorum.

Esra Suresi’nde 12 duraklı bir yolculuk var. Durakları nerden mi biliyorum? Mushaf’ta, ortalama 10 ayet arayla, ağzı açık bir ayın harfi (ع) var ya. Bu işe yarıyor.

 Sure, Allah Elçisi’nin, rüya ile anlaşılabilecek bir tarzda gece yolculuğuna çıkışını anlatarak başlıyor. Necip Fazıl’ın “künde üstüne künde” dediği gibi, Üst üste gelen acılar sonunda Muhammed (a.s) öyle bunalıyor ki… bir seyahate çıkması lazım. “Kimin Elçisi” olduğunu biliyor ama bir de gözüyle görsün de morali düzelsin diye.(1) Nitekim müminin imanını, kafirin küfrünü artıran bir yolculuk gerçekleşiyor. Okumaya devam ediyorum:”Bu Kur’an, dosdoğru yola götürür…”(9)

2. duraktan sadece “Kimse kimsenin vebalini çekmez” ayetini alabilmişim.(15)

İsra’nın gerçekleştiği geceyi “Mirac Kandili” olarak biliriz. O gecenin hatırına, sadece 3. ve 4. duraklardaki ayetleri okumayı öneririm:(23-30/ 31-40) Yeter mi? Artar bile… “Yolculuk Hediyesi” ama ne hediye.

5. durak “Biz bu Kuran’da her şeyi, insanlar düşünüp taşınsın; ders alsın diye çeşit çeşit anlattık” diye başlıyor. (41) Ama Kuran’dan uzaklaşmak için de birçok yol var. Cahiliye Arabi anladığı Kuran’dan uzaklaşmak için nedenler buluyordu. Anladığı halde, “önyargı” nedeniyle, Kuran’la insanlar arasında demir perdeler vardı. Bunlarda biri de öldükten sonra dirilmek ve hesap vermekti. “Biz babadan böyle gördük” dedikleri bu meseleye bir türlü akılları ermiyordu. Ya da işlerine gelmiyordu. Bu konu, iniş sırasıyla okunduğunda, 10 yıldan fazla ve yarı yarıya Kuran’ın gündemidir. Kuran’ın lafzından uzak kalmasak da, “anlamadan okuma” konusunda bizim de önyargımız var. Atomu parçalayan adam “önyargı parçalanamaz” demiş. Ne diye?

6 durak, rüya ile sembolize edilen bu gece yolculuğun “çetin bir imtihan” olduğunu vurgulayarak bitiyor.(60)

7. durak insanın ilk yaratılışına dönüyor ve şeytanla mücadelenin kıyasıya süreceğini bildiriyor. Gücü gücü yetene… Bu sınav sonunda, Kuran’ın gösterdiği yolu izleyenlerin başarıya ulaşacağını haber veriyor. Çünkü insanoğlu yer ve gökte bir numara olacak şekilde donatılmıştır.(70)

8. durakta, “O gün herkes, ardından gittiği önderiyle çağrılacak” diye başlıyor. “Ey Muhammed Ümmeti!” Dünya hayatını yaşarken kimin ümmetiysen, onun gittiği yere gideceksin. Dünya yolculuğu, Nuh’un Gemisi’ne binilmesi gereken bir yolculuk. Allah’ın yardımı olmasaydı, Elçisi bile yalpalayacaktı. (74) Sen de kim oluyorsun?!?:

9. durak “şahitli sabah namazıyla” başlıyor. Benim ise hukuki şahidim yok. Güya Kur’an okuyorum ya.! Nefsim bana da kandıracak bir gerekçe sunuyor. Oysa mahalle mescidinde olmalıydım.

“Kur’an, şifadır” buyuruyor. Doğru, biz de onun için muskalar yazdık. 5’den seçmeli soru testi çözenler iyi bilirler: “Doğrunun en büyük düşmanı, doğruya en yakın yanlıştır.” Çeldirici… Çeldirici mantığını kabullenenler, şeytanı da kabullensinler…

10. durakta,”Kuran’da, insanlar için, her şeyin dile getirildiği” vurgulanıyor. Buna rağmen “önyargılı kişiler” “Kuran, toptan inseydi!” dediler. Önümüzdeki gibi. Ama inmedi; niye?

Ondan sonra 11 geliyor. Elçi’nin insan oluşunun gerekçesiyle başlıyor. Yeryüzündeki bizler melek olsaydık önderimiz de melek olurdu. İnsan olduğu halde “Biz peygamber miyiz?!” diyoruz. O melekten olsaydı yine kıvıracaktık: “Biz melek miyiz?” Kıvırmak, şeytanın sanatıdır.

12. durakta, Hz. Musa’ya 9 tane mucize verildiğinden bahsediliyor. Yine de Önder’lerine çektirdiler neler… İnanana bir mucize yeter. “Biz bu Kuran’ı sana / Üstünde dura dura/ Okuyasın diye insanlara / Taksit taksit indirdik.”(106)

Benimle bu yolculuğa, bu yazıyı okumaya katlanarak katılanlar, kaplumbağa hızıyla gittiğimi sanacaklar. Oysa bir oturuşta 12 durak gittim. Anlamaya çalışarak olsa da tavşan gibi; basıp gitmişim.

Sahabe der ki: “Biz, 10 ayeti özümsemeden ikinci 10 ayete geçmezdik.” Anladıkları halde. Öyleyse bir oturuşta bir cüz okuyanlar neyi okumaktalar? “Okumayı okumak” diye bir kavram var. Kuran’ın kelime anlamı da okumak… Kuran’ı anlamadan okumak da bir “çeldirici.” Okumayı okuyalım mı?

Son bir soru: “Atomu parçalayan adam ne demişti?”

( 12 Duraklı Gece Yolculuğu başlıklı yazı Mustafa IŞIK tarafından 1.06.2014 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu