Mecburiyetler sokağında sıkışıp kalan
adımlarım
Sokağın küf kokan doğumunda hayallerim
Şımarık çocuk heyecanında kızamıyorum
sessizliğime
İnsanlığı mezara savuran bakışlar
gecenin soğuk yüzünde
Tabuttan düşlerimin çığlığı sararken
geceyi
Ben sessizliğime ağlıyorum
Sevdasına yandığım düşler ile geceler
koyun koyuna
Sessizliğim kucağında ateşin
kıskacında
Karanlık gecenin karanlık sularında
sokaklar yıkılıyor bedenimde
Sevinçlerim boğuluyor adımlarımın
karanlığında
Yüreğim ateşte
Ellerim kan revan
Dilimde sessizlik
Adımlarımda ateş yakıyor bedenimi
Buz dağı gibi soğuk
Buz dağı gibi kocaman dağlar gibi
sessizliğimle
Öfkeyi nasıl yüreğini üşütmez
titretmez diyen yıldızlar
Akıyor ellerimde yüreğim sessizce
Uzanıp ta tutamıyorum
Bırakıyorum soluğumu ondan titremiyor
üşüyorum
Soluksuz kalmak pahasına öfkenin
girdabında boğuluyorum
Uçurumlara attığım yüreğim yine
peşimde
Bırakmaz peşimi
Beynime doğru yürüyen soğuk düşüncelerin
anlamsızlığında
Hep peşimde bırakmaz yakamı
Gönlümde yansımayan ışıklar renkler
Öfkemin şiddetinde yansır yakar
sokaklarımı adımlarımı
İmbat rüzgârının esintisi ile kor
alev
Yorgun bakışlarım
Yorgun hayallerim
Yorgun ellerim uzanmıyor bir damla
suya
Yenildim öfkenin cenginde
Yanılgının uçurumlarına düşmekten
yüreğim paramparça
Yok, mu söndürecek alevlerimi
Sevgi uzakta bekler uzanmaz elim
Gitmez adımlarım
Öfke hudutların çizgisinde hapis kalan ömrüm
Sil kalbindeki süveyda'nı
Düşüncelerinde seni yok eden öfkeni
kökünden buda
Mavera’ ya götüren adımlarınla doğru
yürü yarınlarına
Mehmet Aluç
Mavera: Öte
İmbat: Yazın, gündüz denizden karaya doğru esen mevsim rüzgârı
Süveyda: Kalpteki gizli günah(Birçok anlamı var ben burada-Kalpte ki gizli günah-olarak aldım.)