Rüzgarın
sırtında sesler, ışığın sırtında âhlar, karanlıkta bahtlar.
Bir
savaşın gözleri, aç, yorgun bedenler ve tecelli olmuş ruhlar.
Seni,
ne bir asır unutturabilir ne de sonsuzluğa akan bu çağlar.
Siz
giderken cepheye, ne eğilir başlar ne de diner bu kara yaslar.
Her
evlat bir nefer, her nefer bir vatan, sonsuzluğa uğurlar yaşlar.
Cepheye
vardığında kalmaz endişesi, günü gelmiştir tutulur sözler,
Bir
kale gibi el ele örülürler düşmanın önüne, bu korkusuz başlar.
Siz
naçiz sayarken nefesinizi, toprak kana, hava baruta mı doyar?
Siz
yok ederken korkunuzu, keskin süngüler, mermiler mi sizi boğar?
Siz
bu kadar sevmişken aziz Vatan’ı , parıldayabilir mi başka aşklar?
Bir
cephe, Çanakkale bir destan, sen ey Mehmetçik, bir kızıl bahar.