Bakıyorum
Baktığım
an yanılıyor muyum diyorum
Yanılan
ben değil gördüklerim mi bilemiyorum
Koşarken
telaşla hangi vicdansızın eli değdi tüm sokaklara
Kalabalıklar
içinde yalnızlıkları
Zindan
çiçeklerini kokluyoruz
Zindanda
kalan yüreğimizin feryadı ile
Kimselerin
göremediği parlak ufuk ileride
Neden
kimse yürümez
Sürüklenmişiz
yalnızlığın zindanların karanlığına
Acaba
tüm sevdiklerimiz bizi terk etti öldü mü bilinmez
Böylesine
duyarsız hissiz kaldık onu da bilemiyorum
Bakıyorum
yine herkesin kolunda yalnızlık
Sofrasında
gülümsemeyen bu yalnızlık ile baş başa
Kaçmak
istiyorum kaçamıyorum
Dağların
ardında yalnızlığı üfleyen kim ise yaklaşamıyorum
Zamansız
uykularımızda uykuya daldık uyanamıyor muyuz?
Ey
bakış’sızlık!
Ey
hissizlik!
Bir
bahar çiçeğini yok eden siz duygusuz duygular!
Kan
ve acı dilinizde
Yineleniyorsunuz
ölümü dillerinizde anlamadığımız şekilde
Ölüm
elçisi olmayanların ağızlarından
Varın
gidin ötelere dehlizlere orada yaşayın
Girdiğimiz
tüm sokaklar nasıl çıkmaz sokaklara dönüştü
Yok,
mu benimle beraber bu çıkmaz sokakları yıkmak isteyen
Tek
başına altında kalırım
Tek
başına arkamdan vurulurum
Figan
ederek ağlayamam
Tek
başına kalamam
Bu
bir korkumu?
Telaş
mı?
Yaşama
sığınacağım bir kapısı var
Cehennem
kokan gözlerden kaçarak
Bu
açık kapıya varmak istiyorum
İşte
bu nedenle tek başına kalamam yaşayamam
Mehmet
Aluç