Ruhsuz ve soğuk bir ‘merhaba’ ya bile gün gelip muhtaç olabiliyor insan. Üstelik kimseye bir zarar da vermemişken. Kötü bir insan da değilken.

 

Zamansız ve sade geçiyor günlerim. Sade geçmesini istiyorum da aslında. Ne yapıyım? Ne siyasiler gibi büyük laflar konuşabilirim, ne de insanları yargılayabilirim. Herkes mutlu mu? Herkes eşinden memnun mu mesela? Herkes işinden memnun mu acaba? Zannetmiyorum. Kafalarda her zaman bir acaba vardı, her zaman bir ‘acaba’ vardı. Neden olmasın ki?

 

Geçirdiğim bütün dakikaların yükü sırtımda sanki. Bir türlü dinlenemiyor, eğlenemiyor ve aşkla bakamıyorum birilerinin gözlerinin içine. O gözlerde artık masumiyetin yerini; ‘’beni nasıl bir evde yaşatacaksın ve nasıl bir arabaya bindireceksin’’ var! Yani ‘’bana sahip olmak için ne kadar ödeyebilirsin’’ var. Ne kadar acı ve iğrenç. Ne kadar maddi ve çürümüş düşler!

 

Aşk sadece bir deyim oldu kelimelerde. Birisine ‘’aşkım’’ demek, bir hitap şeklinden başka bir şey değil. Aynaya baktığımda her zamankinden daha fazla duygu yükü var göz çukurlarımda. Biraz birikse dökülüveriyor yaşlar. Beni değiştiren, her şeyin bu kadar değişivermesi oldu aslında. Bir de bitmek bilmeyen yaşam mücadelesi. Kendime güvensiz geçen ve bu yüzden kaçırdığım fırsatları saymıyorum bile. Ben böyleyim işte. Bir de milyarlarca insanın yaşadığı dünyada ‘’ben’’ demek istemezdim ama, ama neyse. Öyle küçük ve aciziz ki inanması çok kolay geliyor aslında. Sonsuz seçenek var mesela benim hayatıma son verecek itemler. İşte bu yüzden ‘’ben’’ demek istemiyorum. İşte herkes gibi insanım daha ne olsun ki! Herkes gibi nefes alıp veriyor, umut ediyorum. Hayal kırıklığı falan yaşıyorum, umutsuz olup somurtuyorum… Herkes gibi işte.

 

Şimdi buradayım işte ve elimde bir dünya saatler ve dakikalar… Otuz yıla sığmayacak bir sürü yalnızlıklar. Devam etmeye biraz gücüm var gibi. Ellerimle aralarım geleceğin sisli yollarını belki, yürürüm herkes gibi.

( Yalnızlığın Boğduğu Dakikalar başlıklı yazı Mehmet ÇİFTCİ tarafından 7.04.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu