Hüzün sardıkça akar gözlerimden aşağı
Sular yüreğimdeki aşk denilen başağı
İçli bir türkü yine dillerime dolanır
Döktüğüm gözyaşıyla koca dünya sulanır
Sanma ki kırılganım, sanma kendinden
bizar
Bir gelincik üşüyor sol yanımda ah u zar
Aşk kilimi dokuyor ruhuma ilmek ilmek
Resimlerde soluyor bana yakışan gülmek
Görmelisin bu canı sevdaya düştüğü an
Bir hazan mevsiminde ömrümüz oldu ziyan
Zemheriye tutulmuş sol yanım titret durur
Bir mumun alevinde gölgem kendini vurur
Kendi vurgun çölümde atmadım geri adım
Gökleri arşınladım kırılsa da kanadım
Asude bir köşede hani bir Leyla vardı!
Ne zaman hüzünlense Mecnun onu duyardı
Sırdaki ince çizgi ben mi olmalıydım can?
Yanağıma gül eker, gözlerimden akan kan
Iztırap şairlerin dokuduğu kilimdir
Iztırap, arınmayı bilen aklıselimdir
Ağlarken yüreğimde malihulya gezinir
Ağlarken gözlerime gam çizgisi kazınır
Bağrında kalacağım zemheriyi görürüm
Ağlarken soğuğunda can çekişir yürürüm
Hatıra bıraktığın sözler düşer us'uma
Sessizce sığınırım, gönlümün mahpusuna
Ağladıkça güllerden dökülür çiğ tanesi
Ağladıkça hafifler mesrur olur hanesi
Unutma ey sevgili! Gülmek yasaktır bize
İsterse mahkûm olsun, gönül çıkmaz
dehlize
Unutma ey sevgili! Sevdaya belayım ben
Ateş yaksa ne olur? Aşka müptelayım ben
Hüzün bana vurgundur, gurbet benim
sılamdır
Gülmek bana yakışmaz mutluluğum salamdır
Senin aşkınla olsun ciğerim pare pare
Kederim tek çaredir, istemem derde çare
Gülümsemek sevdanın gözlerine isyandır
Ağlamak gönüldeki su-i zana nisyandır
Gülenlerin gönlünde sevda odu yanmazmış
Gülenleri maşuklar hayır ile anmazmış
Ağlamak damlaların ateşiyle yanmaktır
Ağlamak aşka düşen yürekle uyanmaktır
Sündüs ARSLAN AKÇA