Takvimsiz sarı yapraklar gibi düştün gönlümde
Şiirler
yazamadım o takvim yapraklarına
Senin
için
Akıp
giden yorgunluğum mani oldu
Ulaşamadım
sana
Yazamadım
sana
Gülüşlerine
yetişemedim
Bakışlarını
göremedim
Bende
takvimsiz yapraklar gibi düştüm
Sensizliğin
uçurumlarına
Ondan
sesimi duyamadın
Soğukta
kalmış gibi üşüyorum
Sözcüklerim
havada uçuşuyor
Yokluğuna
bilet kesen hasret
Sensizliğin
seansına yönetmen olan yalnızlık
Attı
beni senden uzağa
Uyuşuk
dudaklarım
Cenneti
ve seni özler iken
Yüreğimde
akan kan yüreğimi yakar sensiz iken
Küf
kokusu sarmış etrafımı
Takvimsiz
solan yapraklar gibi düştük
Sen
ayrı bir köşeye
Ben
senden uzakta uçurumlara
Hasretim
sancılarımla sensizliğin doğumunda
Ha
doğdu ha doğacak
Zaten
sensizim
Doğsa
da olur doğmasa da
Bir
sokak çatışmasındayım
Ortada
kalmış
Ne
yana gitsem kurşun
Mutluluğumuz
çalınmış iken
Ne
yana kaçsam aynısı olacak
Ne
bu telaş
Doğrul
kalk
Ne
olacaksa olsun
Kavganın
peşinde yürü
Ya
kazan
Ya
kaybet
Kaçırdığın
hayatın istasyonlarına koş
Kaçan
yarınlarını dünü yakala
Yapraklı
takvimlere aşkın yaz
Okusun
anlasın aşkını
Yaz
şiirlerini doldur koynuna
Okusun
Gülsün
Mehmet
Aluç