Ey
vicdansız zalim terk edip giderken arkanı dönüp bakmadın boynumun bükük
kalışına, sende nasıl bir yürek var içinde derin dondurucu mu saklı o yüreğin ? Son defa bir selam verseydin boynu büküklüğüme
ondan sonra gitseydin, ama ben kime söylüyorum ki duası ayrılık vefasızlık olan
birisine çek git dünyamdan iyi ki gittin Dünyam'dan senin gibi vefasız zalim
vicdansız ile iyi ki ömrüm solmadı ve şu andan itibaren boynu büküklüğümü cehennem
ateşlerinde yaktım, dimdik sevgimle ayaktayım… Şimdi arkanda bakıyorum, meğer
boynu bükük kalan senmişsin, merhametsizliğin ile vefasızlığın ile…
Geceleri
feryatlarını duyuyorum ötelerde hayallerinin güzelliğinden vaazgeçtiğin için, bana
tekrar sana gel dememi bekler gibi görüyorum, ama sen kaybettin ikinci şansı
ben sana daha önce vermiştim, artık gök kubbe altında ezilen şimdi sen ol ve
anla yaptığın hatanın pişmanlığı ile kal. Gönül kapısını kapatmanın cezasını çek, bin
defa dudaklarında zehir içtim, zehir sözlerinle gönlümü yıktın perişanlığım la
alay ettin şimdi anla ve yaşa…
Vefasızlığını hep ensemi yaktı vefasızlık kokan nefesin, şimdi yalnızlığını vefasızlığını
demle bol bol iç… Şimdi meçhuller sokağını gez, sessizliğinin feryadı
kulaklarını tırmalasın, işlediğin vefasızlığın günahı sırtında belin bükük
dolaş… Gölgenin değmediği caddelerde dolaş sığma âleme, beni mezara çeken
sendeki hislerin nasıl olduğunu anla, merhametle ben gözyaşlarımı sildim
bakalım sen ne ile sileceksin kanlı gözyaşlarını.
Böyle
konuşmak istemezdim, ama sen anlamadın beni merhameti güzelliği neşeyi, hazan
mevsimlerini, kışlarını kahır ile yaşa demem ondandır, seninle aşkım şahlanmış
dağları ovaları aşmıştı, ama sen bir sözünle kin dolu bakışınla hançerledin
öldürdün aşkımı, şimdi yaşa viraneleri anla beni… Demek istediğimi zalim
olduğun için söylemiyorum kendini tanıman için söylüyorum, hatanı görmeni
istiyorum…
Mehmet
Aluç (Kul Mehmet)