İman, değil mi ey kul çelikten duvar? Ramazan ile oruç bedene değil mi kalkan? Neden ezilirsin, büzülürsün ey Müslüman, sen ki yüreğindeki imanla Çanakkale de geçit vermedin (senden sonraki edepsizler düşmana kendi elleri ile ülkeye buyur etti utanmazlar batı batı batı hastalığı utanmazlığı ile medeniyet diye edepsizliği soktular…)tutuğunu imanınla yıkarsın ah yıkarsın da bir anda her kese inanırsın yanına alırsın o da şerefsiz çıkar sırtından hançerler…
Değil
mi Çanakkale de binlerce kardeşimiz şehit oldu? Arkasında din değişti, dil
değişti, bakış açısı değişti dost görünen yılan çıktı onca şehit olan boşa
şehit olmadı, lakin şehit yanında olan cıvık çıktı edepsiz çıktı… Lakin
kardeşim insanda kavun değil ki bir yerini koklayasın da bunun içi geçmiş kokmuş
sağlam değil diyesin? Helal süt emmiş dersin bakarsın helal süt emmemiş…
çıkıyor sırtında acımadan eline ne geçecekse bıçaklıyor, yaptığı yanına kar
kalacak sanıyor ve ve ve yanılıyorrr…
Nefsine şeytana üç kâğıtçıların yalanına kanıyor ve kaybediyorlar hep birlikte, ecel geldiği anda soluksuz ensesinde yakalayarak cehennemin dibine ateşin içine zaten kendisi ateş kendi ateşinde yanıyor cazır cazır kebap gibi… Sen merhametinle imanınla gönülleri kazanmaya çalış vaz geçme sakın… Saflarını güzelliğe doğru sıklaştır, hasreti yok eden mutluluğa yürü, hasretle gözlerdeki derin yanılmanın izlerini gör, gerçek bir dost gönlü ile o gözlere umut ışığını yay, gerçek bir imanla dost gönülle gönlünü sar, bu ramazan ayında sevabını katla katla gönüllere umut ol…
Gör işte ruhlar hasta, çare vardır bir ustaya
ilaç ol hastaya, nefis şeytan ve onun yaltakçıları sinende yara ve delik açmasın
diye iman zırhını çift giyin Kur’an, Gül kokan Resul zırhı ile gezin,
merhametle gönülleri sar, kötülüğün dibini kazı… Bazen sizlerde bilirsiniz
ilaçtan daha fazlası gerekir bazen hastaya, oda nedir bilirsiniz bir dosttur,
saran gülümseyen derdine ortak olan, elinde tutan ötelere taşıyan…
Hayat yokuşunda yürürken yürüyüşümüz bizi
terletir iken, terimizi silecek, kötülüğü yolda kaldırmaya çalışır iken o
kötülük ağır geldiğinde destek olacak dost her zaman gereklidir, haydi bu dost
olmaya hazır mısınız bu mübarek nur kokan saçan Ramazan ayında saran dost
olmaya… Bazen hayaller kurarsın tam o anda birisi gelir o hayalini yıkar, kendi
hayalini içine yerleştirir sesini çıkaramazsın ya işte sende iman var neden
çıkaramazsın sesini diyene ihtiyaç var iken neden bu biz olmayalım,
sorgulamayalım karşısında hayallerimiz değiştirmek isteyene karşı çıkmayalım,
onun zulmü İle yaşmak zillet değil mi? Haydi sorgulayan olmayalım mı, hayalleri
yıkanların suratını merhametin tokadı ile bizler yıkmayalım mı? Cehennem de yer
kalmadı haydin cennete doğru yürüyelim yetmez mi artık?
İman
suskun kalmamız için mi var gönülde? Zalime ses çıkarmamak için mi var gönlünde,
ne için var hiç düşündün mü? Haydi, az düşünelim bu Ramazanlık ayı bitmeden
iman bizde ne için var…
Haydi,
Ramazanlık ta mübarek oruç ile zırhımızı iyice sağlamlaştıralım merhameti
yayalım, fakir olanları doyuralım kucaklayalım saralım, o zaman göreceksiniz
sevginin merhametin gücünün iman ile oruç ile nasıl büyüdüğünü, Gül Resul
peygamberin ümmetiyiz ona layık olmak peşinden yürümek için gül peygamberin
yaptığı gibi merhametle gönülleri sarmalıyız. Nefret kin ile hiçbir şey
kazanılmaz, kazandığını sana kısa bir sür sonra yanılır, yolda tek başına
kalır… Zalim tüm nefretini ortaya koyar iken biz neden gönlümüzdeki imanı
merhameti ortay koymuyoruz saklıyoruz, bunu anlaya bilen ve anlayan var mı
acaba? Zalim nicesini yıkar iken bizler neden nice yıkılmak üzere olanları
imanla ayakta tutamıyoruz! Zalim tüm nefretini kusarken biz neden imanın bir
hecesini onun suratına haykırmaktan aciziz anlayabilen anlatacak olan var mı
acaba? Haydin yeniden imanla Ramazanlık ta dirilişe, nefsimize zalime karşı
yürümeye, sevap kazanmaya yürümeye, ötelere gül kokan Nebiye, cennete yürümeye…
Selam ve dua ile…
Mehmet
Aluç