Bir Mektubun Satır Aralarında - 6
Odalarına
çıkarken Selçuk, sanki suç işleyen bir çocuk gibiydi. Çiğdem adama hınzır ve
cilveli bir gülümsemeyle döndü:
-Çok
eğleneceğiz. Gülümseyin hadi! Hadi amaaa!
Çiğdem’in
bu sözleri etkili olmuş; Selçuk, hemen oracıkta bekleyen gülücüğünü
yerleştirivermişti yüzüne. Çok gençtiler; duyguları ve öğrendikleri de gençti.
Hayatlarına büyük bir tecrübe katacaklardı onlara göre. Öylesine bir gece değildi
zaten.
Asansörden
çıktılar. Yan yanaydı odaları. Çiğdem önce göz kırptı, sonra en kadınsı gülüşle
Selçuk’un gözlerine bakarak:
-Ben
üstümü değişip beş dakikaya kalmaz kapındayım. İzmir güzel, akşamı daha da
güzel… Tadını çıkaralım birlikte.
-Peki…
Heyecanı
sesine yansımıştı genç ve güzel kadın karşısında.
İkisi
de hafif bir rötarla on beş dakika sonra hazırdılar. Otelden çıktıklarında nereye
gidebileceklerini sordu Selçuk. Çiğdem cevaba hazırlıklıydı.
-Önce
Kordon’un tadını çıkaralım. Işıl ışıl denizi seyredelim. Haaa hemen belirteyim;
bilirsin “İzmir’in kızı denizinden, denizi kızından daha güzeldir” derler. Öyle
her güzele bakmak yok…
Selçuk’un
karşılığı utangaç bir gülümseme oldu. Çiğdem devam etti:
-Sonra
Konak, oradan Varyant’tan kuşbakışı İzmir… Çankaya, Basmane ve oradan yeniden
Kordon’a gelir, müzikli bir eğlence yerine gideriz.
-Arabamız
yok ama…
-Ben
arabayla geldim. Merak etme sen…
Otel
Kordon’a yakındı. Alsancak’tan başladılar yürümeye. Güzel İzmir, cömertliğini
hiç kimseden gizlememişti. Yine muhteşemdi…
Selçuk
uzun zamandır gelmemişti İzmir’e. Birkaç defa gezmişti eşi ve kucaklarında
çocuklarıyla. Zamanı işi ve evi arasında geçiyordu. Eşini çok seviyor, yanında
huzur buluyordu. Ama bu heyecanı da yaşamayalı uzun zaman olmuştu. “Bir defadan
bir şey olmaz” diyordu bi yanı. Unutmuştu sanki Kordon’u. Aklı eşi ve
çocuklardaydı. “Nankörlük yapma! Karını elinden tutup getirmeyen sensin! Bu
heyecanı onunla da hissederdin!” diyerek kendiyle çatışıyordu. Günah çıkarır
gibi suçlu düşünceleriyle savaşıyordu.
Çiğdem
bunun farkındaydı. Eşine bağlılığı, sahip çıkışı hoşuna gidiyordu Selçuk’un.
Birden üvey babası ve annesi geldi gözünün önüne. Hiçbir benzerliği olmasa da,
genç kadının da aklı karışmıştı.
Kordon
güzel, etraf renkli, yürümek zevkliydi. İyice acıktıklarının farkına vardılar. Müzikli
bir restorantın önünde durup, sohbetlerine müzik eşliğinde yemek yerken devam
etmeye karar verdiler.
İçi
muhteşem düzenlenmişti. Küpler ve içindeki görselliğe sunulmuş hazineler… Siparişler
verildi. Müzik enfesti. Duyguları zirveye çıkarıyordu.
Müziğin
sarhoş eden ritminde sohbet ediyorlardı. Okul yıllarından çocukluğa,
öğrencilerden sevdikleri eşyalara kadar her konu dile geldi. Her konu dile
geldi de, ikisi de evliliklerinden bahsetmedi, bahsedemedi. Küpün dibine dibine
itilmek istenilen bir gerçek gibiydi ikisinin de evliliği o gece.
Saat
22.00 civarı kalkmaya karar verdiler. Bahar kokuyordu hava. Çiğdem, elbise
rengine uygun mavi hırkasını omuzlarına alırken, tekrar Kordon’a doğru yürümeye
başladılar. Bir ara Çiğdem, deniz kenarında oturmak istediğini söyledi Kordon’a
ulaştıklarında. Selçuk o kadar dalgındı ki; cevap vermeyi unutmuştu. Yürümeye
devam ettiler…
Aklından
hızla düşünceler gelip geçiyordu ikisinin de. Film şeridi gibi bir sahneden
diğerine hızla atlıyorlardı. Tüm taşları doldurmak istiyorlardı heybeye. Kalanlar
yollarını görmelerine engeldi çünkü…
Şu
an, rüzgârın savurup kokusunu Selçuk’un içine doldurduğu kadın; genç, hayat
dolu, heyecanlı bir kadındı. Ne kötülük gelebilirdi ki böyle bir kadından?
Birden
aklına Çiğdem’in deniz kenarında oturma arzusu geldi.
-Tabii…
Oturalım!
Çiğdem
yüzüne gülümseyen, muzır bir ifadeyi yerleştirdikten sonra, bacaklarını da
içten dışa kıvırıp, komik bir duruşla bir istekte daha bulundu:
-Ama
bira da içelim denizi izlerken; olur mu?
-Olur tabi...
6.
BÖLÜM SONU
DEVAM EDECEK...
(
Bir Mektubun Satır Aralarında - 6 başlıklı yazı
MELEK KIRICI tarafından
24.07.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.