Düşünceler İman İle Vicdani Merhametli Bir Güzelliğe Sahip Değil İse Mutluluk İle Yarınlara Taşıyamaz...
İnsan düşüncesinin belirli bir sınırı vardır, Yüce Allah c.c. verdiği
sınırı aşamaz, onun verdiği bilgiden başkasını bilemez ve bilmesine de imkân ve
olanak yoktur Yüce Dinimiz İslam'ın ışığı altında. Bilim ve teknoloji alanında
kul çalışır başarıyı yüce Allah c.c. verir. Düşüncenin kulun düşüncesi ile
ölçüldüğünde kesinliği hiç bir zaman yoktur, ışık aldığı yön İslam olur ise,
kesin bilgidir, ama yok insanların değişken olan düşünceleri altında yol
alıyorsa bunun kesinliği doğruluğu devam edecek diye bir kuralı yoktur. Felsefi
düşünce birleştiricidir diyenler kesinlikle yanılgı içinde olanların savunduğu
bir savdır, düşünceler iman ile bir güzelliğe sahip değil ise o düşüncenin yani
insan düşüncesinin bugün doğru dediğine, yarın yanlış diyen kulun düşüncesi
bütünleştirici olamaz, ancak bir süreliğine olsa da bütünleştirir ama sonrasında,
nefis ile olan kulun kendi çıkarına, uymayan bir hareket ile düşüncesini değiştirerek,
ayrı yola girmesi her zaman mümkündür. Bütünleştirici olan Yüce Allah c.c.'ın,
Nur Kuran'ı ve nur Sünnet ile onun ışığı iman bütünleştirici gönülleri
aydınlatıcı düşüncelerin sarmalı ile sararak gülümseterek, gönülleri insan
fikrini düzelterek güzelleştirerek bütünleştiren tek kaynaktır. Felsefe veya
düşünceler zihne yönelik olsa da ölümlü olan insanın düşüncesi ancak zihinde
bulantılara ve kendi çıkarı doğrultusunda, yön vererek kendi çıkarı
doğrultusunda olaylara yönelmesini sağlar.
Bilimler İslam ile buluşmadığı takdirde, bilimin felsefi veya insan
düşüncesinin yol gösterici olduğu savı ile yanlış yola girmesine, "nefis, şeytan,
çıkar " üçgeni içinde insanları hüsrana uğratmaktan öteye taşımamıştır. İslam ile onun düşünce yapısı ile olmayan düşünceler "
imanlı merhametli vicdan" üçgeni
ile sarılan düşünceler insanlığa her zaman yol göstermiştir ve mutluluk ile
yarınlara taşımıştır. Felsefi düşünce bilimi yönlendiren tek unsurdur savı
her zaman değerini kaybetmiş, Yüce İslam dinimizin, ilim Çinde'de olsa gidin
alın Nur Hadisi şerifi ile biz Müslümanları teşvik eden, bilimlere ilimlere
yönlendiren tek kapı olması özelliği ile bizden geride olan diğer toplumlar yani
batı her zaman bir adım gerimizde olmuştur bundan binlerce yıl öncesinde, bize
ait olan ilim ve bilimi alarak, Müslümanları değişik ideoloji izimler altında
kardeşi kardeşe düşürerek, ezilmesine sebebiyet vererek fakir düşürerek, zulüm
ile elinde alarak, kendi ilmi bilimi diye bize yutturmalarına da inanacak değiliz.
Her ne kadar fikirsiz olan düşünceler, felsefe ve bilim düşünceler ile
birbirinden etkilenmez sansalar da, bu yalan ile sadece kendilerini kandırarak,
insanları kandıracaklarını sanmaktadırlar. Felsefi düşünce veya insanı
düşünceler ile etkilenerek, insanların sonunu getiren bilim buluş ile
insanlığın sonunu getirmeye çalışan batı, ilim bilim ile insanların mutluluğunu
temel alan İslami buluş ve ilim arasındaki fark bu kadar açık ve nettir.
İnsanın sonunu hazırlayan batının bilimi ilmi(Atom bombası),İslam'ın merhameti vicdanı
ile insanların sağlığı için uğraşmayı emreden İslam'ın model olduğu bilim ve
ilim...
Akşemseddin : ( 1389 - 1459 )
Pasteurdan önce Mikrobu bulan ilk bilim adamı. İstanbul'un fethinin manevi
babasıdır. Fatih sultan Mehmet' in Hocasıdır
Ali Bin Abbas : ( ? - 994 ) 1000 sene önce ilk kanser ameliyatını yapan bilim
adamı. Kılcal damar sitemini ilk defa ortaya atan bilim adamıdır. Eski çağın en
büyük hekimlerinden olan hipokratesin (Hipokrat) Doğum olayı görüşünü kökünden
yıktı.
Ali Bin İsa : ( 11 yüzyıl ) İlk defa göz hastalıkları hakkında eser veren Müslüman
bilim adamı.
Ali Bin Rıdvan : ( ? - 1067 ) Batıya tedavi metotlarını öğreten İslam âlimi.
Günümüzde bunları bilen var mıdır benim gibi, hayır... Şimdilerde hep batı bilim ve ilimde önde, Müslümanlar beş adım geride... İşte merhamet ve vicdan ile bizim ilim ve bilimimize İslami düşüncede olanlar katkı sağlamış, kendi felsefi farazi düşünceleri ile olanlar ise insanlığın sonunu getiren ve bizdeki bilim ve ilimi çalarak, kendi bulmuş savı saçmalığı ile yutturmanın hala peşindedir. Diyeceksiniz ki peki Müslümanlar neden sahip çıkamadı? Tarihte Müslüman olarak görümlü o kadar imansız zalim fikirli, batı hayranı insanlarımız vardı ki, Müslümanları kardeş kavgası ile değişik zulüm altına alarak oyalamanın sonucunda parça parçaya bölerek ortada bırakılmamız, kalmamız sonucunda-Hala ümmet olarak birleşemememizin sonucunda- her şeyini kaybedenler olarak hala, İslami düşünce yapısını benimseyerek hayatımıza tatbik edemediğimiz için böylesine geride kalarak, batının etkisi ve prangası altında yaşamaya devam ediyoruz...Vesselam...Selam ve dua ile...
Mehmet Aluç-Kul Mehmet-